• Facebook
• Twitter
• Google+
• Linkedin

Çanakkale İl Özel İdaresi tarafından ‘15 adet jeotermal enerji arama sahası ile 2 adet kaynak işletme alanının ihaleye çıkartılacağı belirtildi. Bu alanlar içerisinde, daha önce JES’e karşı mücadele veren Ayvacık Gülpınar’la birlikte Bozcaada ve Gökçeada gibi önemli turizm bölgeleri de yer alıyor. Farklı bölgelerle birlikte toplam alan 28 bin 453 hektar alan ihaleye çıkacak. İlçemiz Bozcaada, cittaslow unvanını olan Gökçeada ve komşularımız Ezine ile Ayvacık’ın yanı sıra, Lapseki ve Biga da listede yer alıyor.  

28 Şubat tarihinde gerçekleşecek ihaleler bölgede tedirginliğe yol açarken, çevre örgütleri duruma tepkili.

Çanakkale İl Özel İdaresi’nden yapılan duyuruda belirtilen rakamlara göre Bozcaada’nın üçte ikisi ihaleden etkilenecek. Yaklaşık 75 bin TL’lik muammen bedelle 2 bin 865 hektarık bir alan jeotermal alanı ilan edilecek ve bu bölgede çalışma yapılabilecek. Bu belirtilen alan Bozcaada’danın üçte ikisinin ihale sahası olarak açılması anlamına geliyor. 

GÜLPINARLILAR: ‘BURALAR NEFES ALDIĞIMIZ YERLER’

Kısa süre önce JES’lere karşı mücadele içinde olan Gülpınarlılar zeytinliklerini kurtarmaya başarmıştı. Fakat bu ihaleyle yeniden bölgeleri tehlike altına girmiş oldu.  Birgün’e açıklama yapan Gürpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği’nden Gönül Işık, Gürpınar’da 5 köyün ortasına yapılmak istenilen JES’e karşı mücadele etmeye başladıklarını söyledi. Kapı kapı dolaşarak halkı JES’lerin zararlarına karşı bilgilendirdiklerini kaydeden Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buralar bizim nefes aldığımız yerler. Bu ihale tam anlamıyla büyük bir talan demektir. Çanakkale’ye büyük haksızlık. Biz başka bir JES şirketine karşı mücadele ettik. Konu şuan hala temyizde. Derken başımıza bir de bu geldi.”

KAZDAĞI KORUMA DERNEĞİ: ‘ETKİLENECEK KÖYLERİ DOLAŞIYORUZ’

 Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği de JES ihaleleri üzerine Bozcaada Haber'e yaptığı açıklamada “Durum oldukça vahimdir. Bu alanların da ihale edilmesiyle, neredeyse tüm bölge jeotermal firmalarına tahsis edilmiş olacaktır. Geçtiğimiz hafta Dernek olarak Aydın’daydık. Jeotermal Enerji Tesislerinin bölgede yol açtığı yıkımı gözlerimizle gördük. Kızılcaköy’lü, Başköy’lü, Yılmazköy’lü kadınların çığlıklarını kulaklarımızla duyduk. Aydın ve çevresinde zeytin ve incir ağaçları, asma bahçeleri kurumuş, dereler ve Menderes Irmağı’nda balık kalmamıştı. Bugün Gülpınar Derneği ile birlikte köyleri dolaşmaya başladık. Yakınında iki adet JES olan ve JES’den olumsuz etkilenen Tuzla Köyü’ne gittik, köylülerle sohbet ettik ve imza topladık. Etkilenecek köyleri dolaşmaya devam edeceğiz” dedi.

İDA DAYANIŞMA DERNEĞİ: ‘İKTİDARIN ÖNGÖREMEMESİ KABUL EDİLEMEZ’

İda Dayanışma Derneği de Bozcaada Haber'e yaptığı açıklamada, mücadeleye hazır olduklarını belirterek, “İda Dayanışma Derneği olarak her platformda dile getirdiğimiz gibi Çanakkale tarım ve turizm kentidir. Bozcaada, Gökçeada, Biga, Ayvacık, Ezine ve Lapseki’de çok değerli tarım arazileri vardır. Bölge ve ülke ekonomisine kayda değer katkı sağlayan geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Lapseki’nin şeftalisi, Bozcaada’nın üzümü, Ayvacık’ın zeytini, Ezine’nin domatesi uluslararası marka değeri olan ürünler iken İktidarın enerji yatırım planlarında bunu öngörememesi kabul edilebilir değildir” açıklamasını yaptı.

İçerisinde Bozcaada Forum, Gökçeada Gönüllüleri Derneği, Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, İda Dayanışma Derneği ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin olduğu çevre örgütleri yapılmak istenen JES’lere karşı ortak bir iletişim grubu kurdular. Örgütler, JES’lere karşı her türlü demokratik tepkiyi vereceklerini, ihale öncesinde de ortak bir basın açıklaması yapacaklarını dile getirdiler.

JEOTERMAL SIVI NE DEMEK?

Yeni Yaşam’dan Yusuf Gürsucu’nun haberine göre, Jeotermal Enerji Santralleri çevresine yaydığı kirlilikle bilinirken, ‘alternatif temiz enerji’ bağlamında değerlendirilmesi dikkat çekiyor. JES’lerde yeraltından çekilen sıcak kimyasal zehirli sıvı, ısısı alındıktan sonra reenjeksiyon kuyularına geri basılıyor. Bu sıvının içerdiği kimyasallar ise bor, cıva, arsenik, kurşun, amonyak, antimuan, lityum, karbondioksit, hidrojen sülfür ve zehirli tuz olduğu biliniyor. Yeraltına geri basılan zehirli sıvı yeraltı sularına karşıyor. Enjeksiyon kuyuları dolduğunda ya da dolmak üzereyken bu sıvı fosoptik türü kuyulara ve derelere bırakılıyor. Sıcak zehirli sıvı soğuk su ile karşılaştırılıp elde edilen buhar basıncı sonrası, kimyasala bulanan buhar atmosfere salınarak çevresindeki yaşamı zehirliyor.

TARIM ALANLARI TEHLİKEDE

Çanakkale Olay’dan Eren Aşnaz ise çevre örgütlerinin JES’lere karşı yaptığı açıklamaları haberine taşıdı. Aşnaz haberinde, “Çevre örgütleri, doğal yaşam alanlarının JES’lerle işgal edilip tarım alanları, dereler ve yeraltı sularının zehirleneceği görüşünü paylaşıyorlar. JES’lerin doğaya verdiği zararlarla ilgili; ‘JES’lerde yeraltından çekilen sıcak kimyasal zehirli sıvı, ısısı alındıktan sonra reenjeksiyon kuyularına geri basılıyor. Bu sıvının içerdiği kimyasallar ise bor, cıva, arsenik, kurşun, amonyak, antimuan, lityum, karbondioksit, hidrojen sülfür ve zehirli tuz olduğu biliniyor. Yeraltına geri basılan zehirli sıvı yeraltı sularına karışıyor. Enjeksiyon kuyuları dolduğunda ya da dolmak üzereyken bu sıvı fosoptik türü kuyulara ve derelere bırakılıyor. Sıcak zehirli sıvı soğuk su ile karşılaştırılıp elde edilen buhar basıncı sonrası, kimyasala bulanan buhar atmosfere salınarak çevresindeki yaşamı zehirliyor’ ifadeleri yer aldı” dedi.