Otomatik olarak 5 saniye sonra kapanacaktır. Reklamı kapatmak için TIKLAYINIZ
Kaymakam Akın adadan ayrılırken önemli açıklamalar yaptı - BozcaadaHaber.Net
Mobil Reklam

Kaymakam Akın adadan ayrılırken önemli açıklamalar yaptı

Yaklaşık iki yıl Bozcaada'da görev yapan ve birkaç gün önce adadan ayrılan Kaymakam Mustafa Akın ile veda röportajı gerçekleştirdik. Bozcaada Haber, Kaymakam Akın'a 2 yılki görev süresinde yaşadıklarını, projelerini ve hayalindekileri sordu.

Mobil Reklam
Mobil Reklam
Mobil Reklam
Kaymakam Akın adadan ayrılırken önemli açıklamalar yaptı
Tarih: 21-09-2018 20:20
4406 Okunma
Bozcaada Haber
Mobil Reklam
Mobil Reklam
Mobil Reklam

Dönemin Kaymakamı Abbas Yeşilkuş'un FETÖ/PDY soruşturması kapsamında önce görevden alınması, ardından da tutuklanmasının ardından Aralık 2016’da Bozcaada'ya atanan Kaymakam Mustafa Akın, Bozcaada'da yaklaşık 2 yıl görevde kaldı. Bayburt'un Aydıntepe kaymakamı olarak atanan ve geçtiğimiz salı günü Bozcaada'dan ayrılan Kaymakam Akın ile gitmeden özel bir röportaj gerçekleştirdik. 

Görev yaptığı sürede sık sık adanın doğal ve bakir yapısına, mimarisine ve bağcılığına vurgu yapan Kaymakam Akın, tarihi canlandırma projelerinden biri olan yel değirmenleri projesinin iki tanesinin de gitmeden birkaç günde inşaatına başlandığını açıklamıştı.

Bozcaada Haber'den Serkan İlik, Kaymakam Akın'a 2 yılın özetini, hayalindeki projeleri, devam edecek projeleri ve benzer birçok soru yönelterek cevaplarını aldı. İşte Mustafa Akın’ın adadan ayrılmadan verdiği çok özel röportaj!

Atamanız sizin için sürpriz oldu mu, yoksa bekliyor muydunuz?

Kalırsam devam etmeye enerjim vardı ama bir yandan da ben yer değişikliğine hazırdım. Çünkü olağanüstü bir dönemde ben buraya geldim. Böyle bir dönemde geldiğim için bir kaymakamın tam görev süresi kadar olmayacağı da açıktı. Bu bakanlığın takdiri ile ilgili bir şey. Benim için sürpriz bir tayin değil. Ben yaklaşık iki yıl burada kaldım, elimden geldiğince ada için bir şeyler yapmaya çalıştım. Gönlüm de rahat, huzurlu bir şekilde gidiyorum. Benim kararnamede olma ihtimalimin olduğunu biliyordum. Ben iki türlü karara da hazırdım. Benden sonra da bir güzel kardeşim burada görev yapacak. Onun da burada çok güzel hizmetler yapacağını düşünüyorum. 

BURADA İKİ SENE GEÇİRMEK ÖNEMLİ BİR DENEYİM

Öncelikle tayininiz hayırlı olsun diyorum. Bozcaada'da görev yaptığınız süre nasıl geçti? Sizin için zor muydu, kolay mıydı? Biraz bahsedebilir misiniz?

Aslında dolu dolu geçti. Bu doluluk bazen gülerek, bazen stresli, bazen eğlenceli, bazen gergin geçti. Ama çoğu zaman ben zevk aldım burada çalışmaktan. Elimden geldiğince mesaimi Bozcaada'nın hayrına olacak işler için doldurmaya çalıştım. Tabii ki iki yıl boyunca iyi geçmesi beklenemez zaten. Ama Bozcaada'da çalışmak benim için gerçekten bir şans diye değerlendiriyorum. Benim için burada iki sene geçirmek önemli bir deneyimdi. Çok mutluyum, gönlüm de rahat, mutlu bir şekilde ayrılacağımı düşünüyorum. 

Peki, iki yıl Bozcaada'nın mülki amiri olarak görev yapan kişi olarak Bozcaada'nın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Bence Bozcaada'nın geleceği şu anki halinden çok daha parlak. Her zaman söylüyorum bunu, Bozcaada bunu hak ediyor. Bozcaada'nın gideceği daha çok yer var. Hem ülke hem de dünya turizmi açısından henüz hak ettiği değeri bulmuş değil bence. Yapılabilecek bazı projeler var, onlar da gerçekleştirildiği zaman daha iyi yere gelecek. Popüleritesinin artmasından çok korkmamak lazım. Bu sene 1 buçuk milyonluk bir insan trafiğinden bahsediyoruz. Belki önümüzdeki yıl 2 milyona çıkacak bu. Aslında bu rakamların artmasından endişe etmemek lazım. Düzgün bir şekilde yönetililirse sorun olmaz. Burada turizm baskısından değil de inşaat, betonlaşma baskısından çekinmek gerekiyor. Buraya her gelen betonlaşması için gelmiyor. Turizm baskısından değil, buraya gelen sayı düzgün kanalize edilirse, yoğunluk belli dönemlere yayılırsa çok zararlı olacağını düşünmüyorum. Bozcaada'nın önümüzdeki yıllarını daha iyi görüyorum, eğer daha iyi yönetilirse. Türkiye'de emsali olan, rakibi olan başka bir aday da yok açıkcası. Tek bir Bozcaada, burayı da gözbebeğimiz gibi korumamız lazım.

BAĞCILIK 5 BİN YILLIK SORUMLULUK DEMEK

Bu yıl ilk defa düzenlenen ve başarılı bir şekilde sonuçlanarak bağcılığa çok katkısı olan bağ bozumu turlarının fikir babası sizdiniz. Kendiniz de sıkça turlara katılarak destek verdiniz. Böylelikle üzümün yüzde 30 pazar payını arttıran bağbozumu turları hakkında neler söylemek istersiniz?

Benim geldiğim günden beri en çok dikkatimi çeken, o Tenedos parası. O paranın üstündeki üzüm, bağcılık teması. Biraz tarihi sorumluluk olarak da işin açıkcası Truva'dan itibaren neredeyse 5 bin yıllık süre geçmiş. 5 bin yıldır bu devredilmiş, devredilmiş, bize gelip kesildiği zaman tarihi bir sorumluluk içerisinde hissetmemiz lazım. Bununla ilgili de bir proje geliştirmemiz gerekiyordu. Bu gerçekten 5 bin yıllık tarihi bir sorumluluk. Ben bu proje ile bu sorumluluğumuzu bir nebze olsun yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Yani emaneti biz sahibine devredeceğiz bundan sonra. 

Bu sorun benim için sürekli kafamda olan sorunlardan bir tanesiydi. Bu bağcılığın öneminin git gide azalması beni de üzüyordu açıkcası. Ben Konyalı olduğum için Meram bağları ile ilgili tecrübem var. Oraya gelen arkadaşlar hep sorarlar, "Bizi Meram bağlarına götür de bi görelim" diye. Ama onların yerinde yeller esiyor, her tarafta villalar var. Güzel evler var ama o bağlar yok artık. O acı tecrübeyi Konya'da yaşamış bir insan olarak Bozcaada'da da yaşamak istemem. Buna sahip çıkılmazsa böyle bir ihtimal her zaman var. Bozcaada'nın da Konya'daki örneğini yaşamaması için bir şeyler yapmak istiyordum. 

Geçen sene ki Bağ Bozumu Festivalini de gözlemleyince böyle bir fikir ortaya çıktı. Sağolsun adalı vatandaşlarımız da Tarım Müdürlüğü'müz de bu konuya sahip çıktı. İlk senesinde başarılı olduğumuzu daha ilerki yıllarda çok daha iyi noktalara geleceğini, bağcılık için aşağı doğru giden ivmenin artık yukarı çıkacağını düşünüyorum. 

PROJELERİN TOHUMLARINI SAĞA SOLA SERPİŞTİRDİM

Göreve başladığınızda yaptığımız ilk röportajımızda tarihe ve mimariye olan ilginizden bahsetmiştiniz. Sonrasında görev süresi boyunca da bu ilginizi Bozcaada Kalesi'ni tarihini canlandırmak, yel değirmenleri projesi, kalenin önünden geçen kanal projesi gibi birçok tarihi unsurlar için çalışmalarda bulundunuz. Bu projeler ne aşamaya gelmişti ve sizden sonra devam edebilecek mi?

Bozcaada hayalim ki aslında hayal değil günümüz inşaat teknolojisi için bunlar hayal olmaktan çıkması lazım. Bunlar kolay işler. Eskiler "Aslına rücu etmek" derler. Yani bir 50-60 sene önceki haline dönmesi. Bozcaada sülietinin o dönemlere dönmüş olması. Bunlarda ne var:  İşte o adaya yaklaşırken sol tepede 8 değirmen, Rum mahallesindeki 3 değirmen, Bozcaada Kalesi hendeğinin açılması, meydanın biraz daha sadeleştirilmesi ve açılması. Belki o dükkanlar, okul, kaymakamlık lojmanı oraların biraz daha boşaltılması ve ortak kullanıma açılması. Bozcaada sülieti için bunlar yapıldığı zaman, bir de orada dere akıyormuş (Çınar Çarşı caddesinde iki mahalleyi ayıran dere) bunlar eski resimlerde de var. Bunlar bugünkü inşaat teknolojisi ile yapılması zor değil. Bunun için güçlü bir irade lazım. 

Ben elimden geldiği kadar bunların tohumlarını sağa sola serpiştirdim. Önce bunun görsellerini hazırlattım. Kaymakamlığın sayfasında bunu 3 boyutlu olarak seyredebiliyorlar. Bunların bir kısmı için ihale aşamasında kaldı. Rum mahallesindeki o iki değirmenin inşaatına başladık. Açıkcası gitmeden de içim biraz daha rahat olacak. Çünkü çok hayal etmiştim. Çok emek vermiştim bu dosya üzerinde. 

Diğer sol taraftaki 8 değirmenin, bir tanesi özel mülkiyet, dosyada baya bir aşamaya gelindi. Ufak bir mesafe kat edildikten sonra oradaki değirmenlerin de yerine yapılmamaması için hiç bir neden yok. Bunların maliyetleri de çok lüks bir sey değil. 

Peki orada bulunan Meteoroloji Lojmanları?

Benim kendi planlamamda şöyleydi; Bir öğretmenevi projemiz var. O da, ihale aşamsında, bugünlerde çıkmak üzere. Meteoroloji lojmanları yerinden kaldırılırsa orada yaşayan 11 memur, onların barınma sorunu bu öğretmenevi projesi giderildikten sonra zaten bu 8 değirmenin 5 tanesi bu bölgede. 3 tanesi ise askeriyenin içerisinde kalıyor. Eğer askeriye bu proje için geriye çekilmeyi kabul ederse çok hoş ama etmezse de askeri alanda kalmasının bir sıkıntısı olmaz. Amaç zaten feribotla gelirken Bozcaada siluetine kazandırılması gibi düşünün. Bu da aşılması çok zor bir problem değil. 3 tanesi askeriye de kalabilir, Tunç bey de diğerini yaparsa, 4 tanesinin idare tarafından yapılması kolay bir iş. Bunun için kaymakamlığın da yeteri kadar bütçesi var açıkcası. 

1,5 YIL SONRA TÜRKİYE’NİN EN ŞİRİN KÜTÜPHANESİ OLACAK

Kuzey Marmara Kütüphanesi projeniz vardı, devam ediyor değil mi?

O da artık tohumunu attıklarımızdan bir tanesi. Hafif bir filiz verdi diyebilirim proje için. Daha önce Mal Müdürlüğü Lojmanı olarak kullanıyorduk o binayı. Şimdi oranın Kültür Bakanlığı'na tahsisi gerçekleşti. Şu anda Çanakkale İl Özel İdaresi'de oranın projesini öncelikle kurula sunması gerekiyor. O projesi de bir ihale süreci oluyor. Daha sonra proje aşaması ya da tadilat aşaması oluyor. Birinci ihalesi yapıldı. Ayrıca adada bu konuda gönüllü vatandaşlarımız da var, bu konuda ellerinden geleni yapmak istediklerini ifade eden vatandaşlarda da beni ziyaret ettiler. Ben 1, 1 buçuk senede bunun tamamlanacağını düşünüyorum. Çok şirin bir kütüphane olur burası. Belki de Türkiye'nin en şirin kütüphanelerinden biri bile olabilir. Yeri çok güzel, binanın kendisi çok güzel. Zaten tescilli bina orası. Orada çalışan Sadi bey bile işin açıkcası Kütüphane fikrini duyunca kendisi o yaşadığı binadan gönüllü olarak ayrılmayı severek kabul etti. "Keşke bu proje olsa da biz kalacak yer buluruz illa" diye söyledi. Kendisine de teşekkür ediyorum. 

Keşke şu projeyi yapsaydım da adadan ayrılsaydım, dediğiniz proje var mı?

Uzun olsaydı ki biz buralara belirli bir süre ile geliyoruz. Yani bu az önce anlattıklarımın sonunu görmek isterdim. Ama bunlara bir kaymakamın ömrü yetmez tabii. Bunlar yine 6-7 yıl alabilecek bir süreç. Ama "en fazla hangi kısmını görmek isterdiniz" derseniz değirmenler kısmını derim. Buradan da Özcan hanım ve Tunç beye çağrıda bulunmak istiyorum. Adanın çok önemli iki değerini ellerinde bulunduruyorlar. Ben bunları bir an önce adanın sülietine kazandırmalarının ada için çok güzel olacağını düşünüyorum. Onların bunu yapabilecek enerjilerinin de olduğunu biliyorum.

KEŞKE TRAFİK KONUSUNDA DAHA RADİKAL DAVRANSAYDIM

Peki "Keşke şu kararı almasaydım ya da keşke daha dikkat etseydim" şeklinde bir kararınız oldu mu?

Aslında bu zor bir soru. Cevap vermesi kolay değil. Ama şöyle diyebilirim: Benim her kararım ya da kullanmış olduğum tercihimde insanların bir kısmı beğenmiştir, bir kısmı beğenmemiştir. Ama ben su an 37 yasındayım, bu zamana kadar aldığım eğitim, ailemden aldığım, devletimin verdiği imkanlar, kişiliğime göre o noktada verilmesi gereken kararı vermişimdir. Şöyle ya da böyle derler diye düşünmedim açıkcası. O anda öyle düşünmüşümdür. Ama şimdi dönüp baktığımız zaman, mesala şunu söyleyebilirim... Bu sene başında İlçe Trafik Komisyonu'nda keşke biraz daha radikal davranmış olsaydım. Ada içini bu kadar dubalarla, kapanlarla, sarı betonlarla doldurmak yerine daha radikal davranıp taş ocağının oradan kapatmış olsaydık. Türk Mahallesi'ni de aynı şekilde girişi yasaklayıp tek bir hat üzerinden olsaydı. Bozcaada'da yaşıyorsak insanlar da buna 3-5 dakika yürümeye katlanmak zorunda olduğunu alışması gerekiyor. 

Peki, adada kaldığını iki yılda Bozcaada Haberi'i nasıl buldunuz? Sizce başarılı mı, taraflı ya da tarafsız mıydı sizin için?

Bence bir yerel gazete ancak bu kadar etkili olabilir. Bozcaada'nın özgül ağırlığı zaten kendi hacminden çok fazla, aynı şekilde Bozcaada Haber de bir yerel gazete ama cidden özgül ağırlığı bir yerel gazete boyutundan çok daha fazla. Her zaman Türkiye'nin gündemine girebilecek konulara değiniyor. Bu anlamda ben sizi yapmış olduğunuz gazetecilik açısından tebrik ediyorum. Başarılar diliyorum.

GESTAŞ KONUSUNDA DAHA HASSAS OLMAN GEREKİYOR

Taraflı ya da tarasız nasıl değerlendirirsiniz Bozcaada Haber'i?

Açıkcası kendi tarafımdan çok rahatsız olduğum bir şey hatırlamıyorum açıkcası. O anlamda tarafsız olduğunu söyleyebilirim. Ancak Gestaş konusunda biraz bir şeyler söyleyebilirim. Gestaş adaya hizmet eden çok önemli kurumlardan bir tanesi. 1 buçuk milyon insanın adaya giriş ve çıkışlarını sağlıyorlar. Bu gerçekten büyük bir sorumluluk onlar açısından. Bu konuda takdir edilmesi gereken de çok yönleri var. Tabii ki her kamu kurumunun da ufak tefek kusurları da olabilir. Ada için gerçekten çok kritik bir kurum. Bu konuda senin de biraz daha hassas davranman gerekiyor. Çünkü neredeyse her şeyimiz onlara bağlı. Gestaş ile Bozcaada'nın daha iyi ilişki içinde olması gerekiyor. Bu konuda da senin de, gazeteciliğin de önemi çok büyük. Ben Gestaş'a da çok teşekkür ediyorum. 1 buçuk milyon insan trafiğini kazasız-belasız iyi bir hizmet ile taşıdı. Allah korusun bu kadar insan trafiğinde hiçbir kaza vs bir şeyin olmaması bile başlı başına bir başarı. 

Bozcaada halkına söylemek istediğiniz son bir mesaj var mı?

Öncelikle Bozcaada'da doğanlar çok şanslı. Bozcaada'ya sonradan yaşamak için gelenler de 2. dereceden çok şanslı. Burada yaşamak gerçekten ayrıcalık. Herkesin büyük şehirlerde yaşamakta olduğu bir dönemde çok daha şanslı. Ve küçük olmasına rağmen hani öyle bir kasaba havasında da değil aslında. Çok nezih bir ortamda yaşıyorlar burada. Kıymetini bilsinler. Adanın doğal ve tarihi güzelliklerine sahip çıksınlar. Biz de tabii uzaktan görev yaparken de takip edeceğiz adamızı. İnşallah tatile de geleceğiz. Ben Bozcaada'nın ilerde daha iyi bir noktada olmasından gurur duyacağım. Adanın ve adalıların bunu başaracağına da inanıyorum


Mobil Reklam
Mobil Reklam
Mobil Reklam
Mobil Reklam
Mobil Reklam

YORUM YAP


DİĞER HABERLER