BozcaadaHABER - Mobil


Sen biraz sihirlisin Bozcaada

Tarih: 15-02-2015 03:19
8563 Okunma

Bir önceki kaymakamımız İbrahim Çenet Bozcaada'dan Şanlıurfa'nın Ceylanpınar kasabasına atanır. Sonrasında İngiltere'ye Lisansüstü eğitime gider. Ben de İnternetteki bir videoyu Facebook sayfasında paylaşırım. Ki şudur Paylaştığım:

http://www.youtube.com/attribution_link?a=4S9tUZGQ46c&u=%2Fwatch%3Fv%3DcjHGbeimP7A%26feature%3Dshare

Bu videoyu, eski kaymakamımız, facebook'un kendi sine ait sayfasında yayınlayıp altına şöyle yazar:

Şu kış gününde, içimizi ısıttın be Bozcaada.
This lovely island is where I have experienced all my inner voice.

Sonrasında; Ceylanpınar'dan bir muhtar, Musa Dağtekin; "kaymakam bey ceylanpınar'dan hiç bahsetmiyorsunuz devamlı Bozcaada diyorsunuz"  diye altına yorum yapar...

Bakınız; bir ucu Ceylanpınar, bir başka ucu da İngiltere. Konu da Bozcaada... Kaymakam beyin Ceylanpınar'a da gitse İngiltere'ye de gitse beraberinde götürdüğüdür Bozcaada... Çünkü o burasının havasını teneffüs etmiş, suyunu içmiş, insanları ile hasbıhal ederek gönül köprülerinde bulunmanın keyfine varanlardan olmuştur. Sihir tabi ki Bozcaada'da...

Bir başka arkadaşım var. Bozcaada'da hep fötr şapkası ile dolaşır. Trabzonspor'un eski asbaşkanlığını yapmış, politikada uzun yıllar yer almış, dolayısı ile Türkiye'nin gezmediği yerini bırakmamışlardandır: Sevgili Ahmet Bülent Akyazıcı. Bana anlattığı hikayesinin içinde en can alıcı nokta şu idi; "işte yaşamımızı en güzel devam ettireceğimiz tek yer burası"...

Yine bir başka arkadaşım; uzun yıllar Anadolu'nun karış karış arşınlamadığı noktasını bırakmamış birisidir. Israrımla Bozcaada'ya geldi. Bir kaç gün konuğum oldu. Sonrasında, cırcırböceklerinin sesinin dinlendiği ve yıldızların aydınlattığı gecede terasta otururken dudaklarından dökülen şöyleydi; "Ne müthiş bir yer burası? İnsanı kendisi ile barıştırıyor".

Boyun fıtığı sıkıntısı yaşadığım dönemlerde, spor hocam ve sevgili arkadaşım, Fenerbahçe'nin eski kalecilerinden İbrahim Güven ile Bozcaada'ya geldik. Üzümün olgunlaştığı zaman idi. İbrahim, çavuş üzümünü ilk kez yiyormuş. Doyamadığını söyledi. "üzüm demek bu imiş" demesi hala kulaklarımdadır.

Bağımdaki üzümlerden geleneksel usuller olan ve sadece üzüm şırasına toprak katılarak pekmez yaparım. Bu pekmezi de İstanbul'daki akrabalarıma, arkadaşlarıma dağıtırım. Bazen arkadaşlarımın bazılarına vermeyi -yaşlılıktan olsa gerek- unutuyorum. ancak arkadaşlarım hiç sektirmiyorlar. "Abi bu sene üzüm olmadı mı?" diyorlar.

O kadar çok ki Bozcaada ile ilgili anılar, anlatmak ile bitmez. Ancak bir nokta var ki Bozcaada ile yolu kesişen bir daha onu terk edemez... Benim de buna katıldığım ve sihir bulduğum yanı var Bozcaada'nın. Bu cihetle aşağıdaki dizeleri, İstanbul'un bu soğuk kış zamanından, hasret ile sevgili Bozcaada'ya gönderiyorum....

 

SEN BİRAZ SİHİRLİSİN BOZCAADA

Sadece anlayabildiğin, yorulunca,
Anlatamadığındır susunca...
Yalnızlık azaltıcısı, sevgi çoğaltıcı,
Uzaydaki nadide doğa parçası...

Elinden tutup, sevgiyi gezdiren,
Kelebeksin, duyguları uçuran,
Yok ama sesin, gülüşün, gözlerin,
İnsan mutluluğu bir şeyler var sende...
Tuhaf bir duygusun biliyor musun?

Bozulmamış aşkın ilk hali,
Düşlerin muhteşem sevişmesi,
Bir hayaldir, yaşanan kadar gerçek,
Güzel seni sevmek, ama yaşamak...

En ilkel, eski özelliğimiz; hayranlıksın,
Nasıldır acaba hayranlığı hissetmek?
Çok cömertsin, mağluptur kıskançlığım;
Sen biraz sihirlisin Bozcaada...

3 Şubat 2014 İstanbul
A.Şişman

YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI