Alooo... Orada kimse var mı?
Bütün dünyada ve Türkiye’de fırtınalar koparken, ulusal kanallarda Bozcaadamızın haber olarak geçmesinin bu kadar yoğun olan gündeme dair yer alması en başta Serkan İlik kardeşimizin ve Bozcaada Haber ekibinin büyük başarısı olarak adlandırılmalı.
Bütün dünyada basın hep muhaliftir, yandaş kelimesi ise sadece üçüncü dünya ülkelerine mahsustur. Biz yandaşlıktan ziyade vatandaşın hislerine tercüman olmak için, geçmişle ilgili kâh güldürmek kâh düşündürmek bazen de duygulandırmak amacıyla yalın ve sade bir dille yazmaya çalışıyoruz. Ben anlıyorum ki Bozcaada, buraların havasını koklayan herkesin ortak paydası, gönlü, aşkı!
Burada görev yapan bürokratın, gazetecinin, İstanbullu’nun, Ankaralı, İzmirli, Türkiye’nin her yerinden, oyuncu, tiyatrocu, siyasetçi, yönetmen, inşaat işçisi vs herkesin gönlü, aşkı Bozcaada. Aşkı dedik de adamızın çeşitli yerlerinde tesadüfen tanışıp hayatlarını birleştiren o kadar çok insan var ki… Birleşmiş milletler gibi Alman, Fransız, İngiliz, Amerikan her ulustan enişteye sahibiz. Enişte diyoruz çünkü önce şaraba, rakıya alışıp ondan sonra ne olacak bu Bozcaada’nın hali demeye başlıyorlar.
Sağ olsunlar yediden yetmişe herkes Bozcaada’yı düşünüyor. Ben anladım ki biz artık o kadar yalnız kalmıyoruz. Millet de, milletin vekili de bizi düşünüyor. Ama... Bir şeyler eksik gibi gidiyor. Herkes bir konuya odaklanmışken, havalar “vuu” deyince o zaman yalnızlık melankolisi bizi sarsmaya başlıyor. Unutmayalım, unutturmayalım, bazı gerçekleri bahara kadar ötelemeyelim.
Muhalefet milletvekilleri adamızı ziyaret ettikten sonra benim düşüncem en kısa zamanda diğer partiler -özellikle iktidar partisi milletvekilleri- de adamızı ziyaret edecekler. Düşünsenize eskiden seçimden seçime milletin vekili bizi ziyaret ederken, şimdi her zaman bizi dolaşmaya başladılar. Adamızın birden çok sorunları mevcut ve yakalamışken sormamız lazım: Eğitim, özellikle öğretmen açıklarımız hakkında ne düşünüyorsunuz? Kış mevsiminde, sağlık konusunda bizi düşünüyor musunuz? Yoksa yazlar bizim, kışlar sizin mi olsun diyorsunuz? Evi olmayıp yüksek bedelle kira ödeyenlerin durumu ne olacak? Kışın nüfus yoğunluğunun arttırılması için bir B planınız var mı? Malumunuz her sene bir kaç aile Çanakkale’ye göç ediyor. Giden resmi kurumların geri getirilmesi hakkında bir çalışmanız var mı? Ezine’ye zorla taşıtılan üniversiteyi bize yeniden kazandırabilecek misiniz? Yoksa bizi cezalandırmaya devam mı edeceksiniz? Ama en önemlisi şu imar konusunda her kafadan bir ses çıkıyor ama kimse bir şey anlamıyor. Hakikaten siz bizi burada düşünüyor musunuz? Alooo... Orada kimse var mı? Bizi gerçekten duyuyor musunuz?