BozcaadaHABER - Mobil


On yedinci meram

Tarih: 16-03-2017 21:06
4529 Okunma

Bundan 2,5 sene evvel yaz sıcağının ortasında yayın hayatına başlayan Mendirek’in geçen ay 17. sayısı yayınlandı. Bir dergiyi ayakta tutabilmenin zorluklarını 2,5 senedir bizzat ve bilfiil yaşıyoruz. Yaşam denilen şey sadece nefes alış-verişlerimizden ibaret olsaydı eğer, sanırım üçüncü sayı havluyu atardı Mendirek. Yahut bu süre içerisinde defalarca direkten döndüğü günlerden birinde “pes” diyebilirdi. Elbette bu ihtimal yine var ve rafların ön kısmında duruyor.

“Niye” diye soranlar elbette olacaktır. Üç önemli sebebi var. En büyüğü maddiyat. Sonra enerji ve devamında da ilgi azlığı geliyor elbette.

Basılı bir materyalin, hele de her sayısı 500 adet gibi basılan bir derginin ayakta durması için her sayı ciddi paralara ihtiyaç duyuyoruz. Neyseki bugüne kadar kişisel ilişkilerimiz, her sayı yanımızda duran birkaç esnaf, cebimizden desteklediğimiz birçok sayı ve nadir sayıda da olsa abonelerimiz var.

Enerjiden kastım da şu. Bir sayı nasıl hazırlanıyor, az çok fikriniz olsun diye yazayım. Bu 16 sayfa için yazılar talep ediliyor. Hepsi satır satır okunuyor ve düzeltisi yapılıyor. Uzun ise kısaltılıyor, kısaysa çaresine bakılıyor. Her yazıya uygun fotoğraf aranıyor. Bu esnada her yazı vaktinde gelmediği için son hafta gerginlik ve yetişememe stresi had safhada oluyor. Tasarım yaplıyor, sayfa sayfa, satır satır uygun fotoğraf, uygun renk seçimi aranıyor; başlıklar, ara başlıklar, manşetler, spot yazıları yazılıyor. Ardından bir de prova baskı alınıp son kontrol yapılıyor. Buradaki hatalar da tasarım üzerinde kontrol edildikten sonra baskıya giriliyor. Baskı bitiyor, kargo ile İstanbul’dan dergiler geliyor. Hepsi tek tek jelatinleniyor. Üzerlerine abone ve esnafların isimleri yazılıyor. Adada bazen esnafların direkt iş yerlerine, bazen de gazete bayisine dergiler bırakılıyor. Sonra kargolar hazırlanıyor Yunanistan ve Avustralya da dahil olmak üzere birçok yere ve çoğu da ücretsiz olarak gönderiliyor. Evet bunların hepsi kocaman enerji istiyor.

İlgi azlığına gelince de... Bu konuya pek girmeye gerek yok. Kimseyi “oku”maya, “sahip çık”maya, “destek ol”maya itemeyiz. Yarın bir gün bizler olmayacağız ama bu satırlar ayakta duracak. Çocuklar, torunlar “Bir zamanlar adamızda neler olmuş neler” diyecekler. Eh o zaman “keşke” diyenler ile “iyi ki” diyenler ikiye ayrılacak adada. Ben “iyi ki” diyenleri arıyorum ısrarla.

Evet, yaşam sadece nefes alış-verişlerimizden ibaret değil. İçinde kocaman bir “inat” var bu hayatın. Mendirek de o inat sayesinde çıkıyor işte.

Bu yazı Mendirek dergisinin 17. sayısında yer almış, Bozcaada Haber için ufak düzeltmeler yapılmıştır.

YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI