BozcaadaHABER - Mobil


AKP kazanmak istiyorsa dilini değiştirmeli

Tarih: 14-03-2019 18:32
2961 Okunma

AKP’nin Bozcaada Belediye Başkan Adayı Erdoğan Madak’a yaklaşık 1 ay öncesinde söylemiştim; Gerek sizin ve partinizin gerekse CHP adayının seçim vaadlerine artık sadece ben değil ada halkının çoğu inanmayacaktır. Yani birçoğumuz için artık vaat edilen bir proje tamamlanmadan, en azından kazma-kürek vurulmadan inanmak pek mümkün olmayacak.

Sayın Madak’ın seçime 1 ay kala devletin kurumlarını arkasına alarak toplu konuttan tutun, üniversiteye, hastaneye kadar peş peşe seçim vaadlerinde bulunmasına kimin ne kadar inanacağını, kimin samimi görüp görmediğini 31 Mart’ta göreceğiz. Ama hep söyledim, eğer bu yatırımlardan bir ikisini 2 sene önce yapmış olsaydınız, bitirmiş olsaydınız, ada halkına da, “Bizim derdimiz ada halkına hizmet” deseydiniz, adaya sonradan gelen İstanbullu – gerçek adalı gibi söylemlerde bulunmasaydınız, kişilerle uğraşmasaydınız işiniz çok ama çok daha kolay olacaktı ki 25 yıl sonra 2014’te belediyeyi alan CHP’nin başarısı ortadayken. Ama bunlar bir yana son dakika 700 seçmene yönelik itiraz ile safları daha da sıklaştırdınız. Yazımda kısa kısa bunlara da değineceğim.

AKP DE VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADI

Tabii Bozcaada Haber olarak biz Başkan Yılmaz’ın söz verdiği ama tutamadığı onlarca projeyi 5 yıllık sürede zaman zaman hatırlattık ki seçim yasaklarına kadar da hatırlatmaya devam edeceğiz. Evet, 5 yıldır koltukta Başkan Yılmaz vardı ve bu doğrultuda asıl sevabın ve hesabın sorulması gereken CHP’li Başkan Yılmaz. Fakat adadaki muhalefet partisi konumunda olan AKP’nin de geçen 5 senede ne yaptığını, neler yaptığını sorgulamak gerekiyor. Zaten yeri geldiğinde adadaki siyasi partilerin temsilcilerinin hepsi ada menfaatinin siyasetten çok daha önce geldiğini belirtmiyor mu? Kaldı ki bu doğrultuda AKP’nin de ada için geçen 5 senede birçok sözü mevcut.

Kimi zaman AKP Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’ın ağzından kimi zaman da AKP Bozcaada İlçe Başkanlığı’ndan duyduk o sözleri. Mesela Sayın Turan, 7 Haziran seçimleri öncesinde adaya yaptığı ziyarette “Liman Projesi”nin müjdesini vermişti, gazetelerde ise “Bozcaada’nın silüeti değilecek” başlıkları yer almıştı. Ama en ufak bir gelişme oldu mu? Yine hem Turan’ın hem de adadaki AKP’li yöneticilerin 2015’te söz verdiği spor salonu projesi var. İlk konuşulduğunda görsel animasyonu bile yayınlanmıştı. O tarihten bu yana 4 sene geçti, her sene gündemde ama hani nerede spor salonu? Yine 2015’te müjde şeklinde ulusal basında yer alan Entegre Hastane projesi vardı, o da öylece kaldı. O kış da projenin tamamlanmasına 1 ay kaldı falan demişlerdi…

Bir de Sağlık Lojmanları’nın yenilenmesi projesi var. 2014’ün Kasım ayında boşaltılan binanın yıkılıp 9 ayda tamamlanacağı söylenmişti. Ne 9 ayı, aradan tam 4 sene geçtikten sonra temel atma töreni yapıldı. Bu süre zarfında sağlık çalışanları, doktorlar ev bulamadılar, hastane odalarında yattılar.  Sonra 9 ayda tamamlanacağı söylenen lojmanın temeli için 4 sene sonra görkemli bir tören düzenlendi!

Neyse… Yukarıdakiler AKP’nin bu 5 sene içerisinde söz verdiği ve tutamadığı sözlerden hatırladıklarım sadece. Ama bence bunların neden gerçekleşmediğini AKP tek tek anlatmalı. Ve AKP 2014’te belediyeyi alamasa da hep söylediği “ada menfaati” yararına geçen 5 senede yaptığı icraatları tek tek göstermeli, anlatmalı.

AKP VE İSTANBUL SEÇMENİ

Geçmiş seçimlerden bugüne bakacak olursak bana göre CHP ve AKP’nin tabanında aslında rakamsal olarak çok büyük fark yok. AKP’nin ortalama 450-550, CHP’nin de 600-700 kemik diyebileceğimiz taban oyu var. “Elini kessen AKP’ye oy vermeyecek, elini kessen CHP’ye oy vermez” dediklerimizi çıkartın geriye kalan seçmen aslında azımsanmyacak boyutta. Hatırlamakta yarar var, adaya sonradan yerleşen İstanbullu seçmen olarak nitelendirilen adalılar eskiden Demokrat Partili Mutay’a oy veriyordu.

Bunu neden belirtiyorum; Çünkü AKP sanki partisinin ve liderlerinin genelde uyguladığı politikayı burada uyguluyor gibi. Her tartışmada, her kararda sık sık “İstanbullular-adalılar” söyleminde bulundu. Gestcard-HalkKART olayında bile, “Ama İstanbullular Halkkart’la 12 ay adada yaşayanlarla eşit haklara sahip olacak”söylemi hafızamızda. Sanki adada bağ evinde oturanlar bedava diye belediye otobüsünü kullanacak. Bu örnekler çok da, neyse…

Bu konuda da hep söyledim, eğer bir siyasi parti adada belediyeyi kazanmak istiyorsa İstanbullu diye tabir ettiğimiz kesimden oy almak zorunda. Beğenseniz de beğenmesiniz de şimdiki tabloda durum bu. Kaldı ki bu adaya sonradan yerleşen İstanbullular arasında hiç mi AKP’ye oy veren yok? İlla ki var değil mi? Ama ben adaya sonradan gelen bir İstanbullu adalı olsam, AKP’li olsam korkarım. “Yahu ben AKP’ye oy atacağım ama bunlar beni dışlıyor,” derim. Yani AKP burada dilini değiştirmeli, 500-550 olan oyunu 700’e, 800’e çıkarmak için daha birleştirici daha bütünleştirici olmak zorunda.

 

AYRIŞTIRICI DİLDE DEVAM EDERSENİZ OYUNUZ ERİR

Öte yandan maalesef AKP’nin zaman zaman kişilerle, iş yerleri ile uğraştığı, baskı yaptığı iddia edildi. Bunu Erdoğan Madak ve Burak Aktan’la yaptığım programda da sordum. Bozcaada Sanat Galerisi,  Bozcaada Kitap Fuarı, Eski Nüfus Müdürü ilk aklıma gelenlerdi… Programda böyle bir baskı kurulmadığını dile getirseler de, kendilerine söyledim: Duyum değil, o dönem partinin yetkili isimlerinden, adadaki bazı yöneticilerden bizzat, birebir duyduğum şeyler olduğu için bu sonucu çıkartıyorum.

Ülkede iktidar partisi konumundaki AKP kendi oy kitlesini sağlamlaştırmak, mevcut oyunu korumak için ayrıştırıcı dil kullanmaktan çekinmiyor. Bu politikada bugüne dek başarılı da sayılabilir. Fakat Bozcaada’yı yönetme konusunda kendi kemik oyunuz size yetmez. Aslında CHP'nin bile kendi kemik oyu adada iktidar olmak için yetmiyor. İşin matematiğine bakacak olursanız da bunu görmeniz gerekir. Yani bir bakıma adaya sonradan yerleşen "İstanbullu seçmen" dediğimiz kitleden oy almadan artık belediyeyi almak mümkün değil. Ki İstanbullu seçmen dedikleriniz de genel olarak CHP'li, partili seçmenden oluşmuyor. Aynı seçmen kitlesi daha önceki seçimlerde DP'li Mustafa Mutay'ı iktidara taşımıyor muydu?

Demem o ki,; Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dil ancak o 500 civarındaki oyunuzu elinizde tutmanızı, hatta erimesine sebep olur. Siz, rakiplerinizden oy çalmak istiyorsanız dilinizi değiştirmeli, birleştirici olmalı, baskı kuran değil destek olan taraf olmalısınız.

MADAK’IN PERFORMANSI BENİ ŞAŞIRTTI

Bana göre seçim yarışına en geriden başlayan, yani en talihsiz şekilde başlayan Erdoğan Madak oldu. AKP’nin seçim sürecine adadaki yaklaşık 700 seçmene yönelik yaptığı itiraz AKP’yi yarışa eksi 700 ile başlamasına neden oldu. Bu da yaklaşık seçmenin 3’te 1’i demek oluyor. Neyse bu konu iki üç kelime ile üzerinden geçilecek bir şey değil. Uzun uzun işledik zaten.

Ancak bu doğrultuda siyasi kesimler hem 700 seçmene yapılan itiraz sürecini hem de Madak’ın çok tanınmıyor oluşunu baz alarak ilk başlarda AKP’nin tarihi bir hezimete uğrayacağını iddia ediyorlardı. Yapılan tahminlerde alabileceği maksimum oy sayısı hemen hemen aynıydı. Ancak Madak’ın sahaya çıkışından itibaren gün gün tahminlerin oranı yükselmeye başladı. Ben kendisine de söyledim, gerçekten hem ev ziyaretleri, hem sosyal medyadaki çalışmaları takdir edilecek cinsten. Ben adada bu kadar hırsla, bu kadar azimle çalışan aday daha önce görmedim.

AKTAN’LA İLETİŞİM DAHA RAHAT KURULABİLİYOR

Öte yandan Madak’ın performansı haricinde kendisinin İstanbullu-adalı ayrımına girmeden ada halkının tüm kesimlerini kucaklayan söylemleri hem siyaseten hem de adadaki kutuplaşmasının önüne geçilmesinde etkili. Madak’ın seçim sürecinde de kullandığı dile, usluba dikkat ettiği, parti içerisinde “bel altı” diye nitelendirilebilecek bir çıkışa müsaade etmemeye özen gösterdiği de belli oluyor.

İlçe Başkanı Aktan’a da gelecek olursak... Aktan her yönden çok zor bir başkanlık dönemi geçiriyor. Başta hata yapsa da 700 seçmene itiraz süreci, Mutay ve Madak’ın aday adaylığı süreci gibi ağır sınavdan iyi bir şekilde geçti diyebilirim. Şunu da belirtmem gerekir ki AKP Aktan dönemi ile iletişime çok daha açık hale geldi. Aktan’dan önce Bozcaada Haber olarak biz AKP İlçe Başkanlığı nezdinde iletişim kuramıyorduk. Burak, hem basınla, hem de kendi tabanı hariç diğer seçmen tabanı ile de iletişime çok daha açık. Ve çok genç olmasına rağmen sorumlulukları tek başına üstlenebiliyor da. Seçim sonucunda yeri daha da sağlamlaşır mı, yoksa koltuğu sallanır mı onu da önümüzdeki dönemde göreceğiz.

AKP NASIL MUHALEFET YAPTI?

Adada muhalefet partisi konumunda bulunan AKP’nin geçen 5 senede iyi bir muhalefet yaptığını söyleyemem. Yeri geldiğinde bizi taraflı olmakla suçlayan bazı AKP’li arkadaşlara şunu söylüyorum; Partinizin sosyal medya hesabına bakın 5 yılda 5 tane muhalefet ettiğiniz konu var mı? Sonra bizim sitemizin arama kutusuna bakın. Genelde hep biz AKP’ye gittik, “Belediye böyle bir karar aldı ne diyorsunuz” diye mikrofonu uzattık. Oysa Belediye’nin de eleştirilecek onca kararı, projesi vardı. Neyse...

 

YORUMLAR
1 Yorum

Zuhal Koçdağ Çöpdemir - 14-03-2019 21:45

Bravo Serkan İlik !!! Tam da altı çizilecek konulara değinilmiş



YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI