BozcaadaHABER - Mobil


Ortaya Karışık: Villalar, Bakanlık, Belediye, Aktan ve Yılmaz

Tarih: 14-06-2018 15:56
4367 Okunma

Güney sahillerinde başta Akvaryum'un tepesine kondurulan 19 villa ve çevresindeki yapılaşma ile ilgili haberimiz ulusal basında geniş yer buldu. Ki bulacağını da tahmin ediyordum. Hele DHA'nın Demirören Grubu'na devrinden sonra "mışlı"dan bile uzak ancak bir ucu bakanlığa bir ucu da belediyeye dokunan çevre temalı muhalif haberi geçebileceğinden hiç şüphem yoktu.

Ama tabii oradaki villaların yapımına iki yıl önce başlandığı için kimileri "Anca mı aklınıza geldi" şeklindeki haklı tepkilerine hiç mi hiç alınmadım. Çünkü biz daha temeli kazılırken "Ada iyi ki imara kapalı" diye haberimizi yapmıştık. Ama ne ada halkından, ne Bozcaada Forum'dan, ne de doğa ve çevre konularında yıllardır var olup bugüne dek pek ortalıkta göremediğimiz Bozcaada Doğayı Koruma Kültür Sanat Derneği’nden bir çıt çıkmamıştı. 

HABER NİYE ŞİMDİ PATLADI?

Şimdi gelin bu haberin neden şimdi “patladığını”, neden tepkilerin gecikmeli geldiğini, öncesini ve sonrasını biraz anlatayım.

Nisan'ın ilk haftası Beylik'te bulunan gemi için düzenlenen veda partisine haber için Çanakkale DHA ve AA'nın büro şefleri de gelmişti. Çanakkale DHA'nın büro şefi ise Akvaryum'daki yapılaşmayı görünce şok olmuş ve gerçekten çok üzülmüştü. Bana da neden haberini yapmadığımı sorunca, ben de daha inşaat başlamadan haberini yaptığımızı hatırlatmıştım. O da "Sen yine yap, ilgilenelim" deyince 15-20 gün önce havadan kamera ile görüntülerini çekmiş ve haberi hazırlamnıştım. Bazı bilgileri teyit edip, görüşler aldıktan sonra da haberi hazırlayıp gönderdim. Haber de geçen hafta tüm ulusal medyada -hem gazetelerde, hem de televizyon kanallarında- yer aldı. 

Neyse, haberin ardından AKP Bozcaada İlçe Başkanı Burak Aktan aradı. Bilmeyenler için söyleyeyim; Burak Aktan çocukluk arkadaşımdır. O beni çok iyi tanır. Elbette ben de onu çok iyi tanırım. Çocukluktan bu yana birbirimizin ciğerini biliriz desek yeridir. Neyse konu bu değil.

Burak, haberin kendilerine karşı algı amaçlı anlaşıldığını, haberde ruhsatı veren belediye başkanının eleştirilmediğini, bölgede yer alan en az 10 senelik diğer yapıların da görüntülerinin yer almasını gerektiğini, bunu pas geçerek yanlı bir haber hazırladığımı ima eden bir eleştiride bulundu. 

Ancak ilk aradığında haberin sadece bir bölümünü okuduğu söyledi ve videoyu izlememişti. Tekrar okumasını söyledim ve ikinci kez telefonlaştık. 

Sayın Aktan ya da arkadaşım Burak; Bu konuda telefonda söylediklerimi daha açık tekrar ediyorum: Bakanlık üzerinden üstünüze alınacağınız şeyleri almak istiyorsanız alabilirsiniz, başkanı eleştirdiğimiz noktadaki yerleri de bence iki kez okuyun. Ve dilerseniz ya da dilersen, telefonda anlattığın eleştirileri, isimleri, eleştiri noktalarını bir de yazılı olarak ister şahsi hesabından, ister parti hesabından açıkla, bizler de haberini yapalım. Her zaman olduğu gibi. Ben hazırım. 

BAŞKAN BİR VAR, BİR YOK!

Biraz geri gidelim... Dört yıl önce Beylik Koyu'nun ihale edildiğini duyunca soluğu Belediye Başkanımız Hakan Can Yılmaz'ın odasında almıştım. Başkan, "Biz de öyle duyduk, ama Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne yazı yazdık" deyince daha koltuğa oturalı çok olmayan başkan Yılmaz'a içimden, "Madem öyle, neden haber vermiyorsunuz yerel basına, neden ortalığı yıkmadınız" diye sitem etmiştim. Sonuçta bunu ilk duyduğunuzda basına, kamuoyuna bildirmek yerine, "Biz de yazı gönderdik" demek çok basitti. Neyse ki ihalesi tamamlanmış, ama DHA'ya servis ettiğimiz haberler  "Alo Zahit" başlığı ile o zamanın Hürriyet'inde çıkınca, ihaleyi alanın da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde çalışan birinin olduğu öğrenilince ihale iptal edilmişti. 

Ama Başkanın da hakkını verelim... Sulubahçe ve Habbele koylarının tesisleşmeye açılacağı haberi ulaştıktan sonra hem yerel basınla, hem adadaki sivil toplum kuruluşlarıyla, hem de hemen Ankara’ya yapılan ziyaretler ve de adadaki arkadaşlarımızla oluşturduğumuz sosyal medya gücüyle ihale iptal edildi. İnsanları bir araya getiren Hakan Can Yılmaz’dı. Sürecin olumlu sonuçlanmasındaki payı çok büyüktü. 

Ama Başkan Yılmaz'ın bazen bazı konularda rahat ve zıt tavırları da oluyor. Bunun bir örneği de işte bu Akvaryum sırtlarında bitmek üzere olan 19 yapıyla ilgili durum. 2 yıl önce daha temeli kazılırken bu haber için kendisini ziyaret ettiğimde, Başkan, “imara aykırı bir durumun olmadığını, 2011 yılı imarına göre bakanlık tarafından projesi onaylanmış olduğunu" söylemişti ve belediyenin ruhsat vermeme gibi bir imkânı olmadığını söylemişti. Ayrıca sonra yaptığım bir röportajda bu villalar için münferit demişti ve bir tepki vermenin firmaya karşı kişisel algılanabileceği şeklinde garip bir ifadede bulunmuştu. Bu bilgiler haricinde ise Başkan, ne o zaman ne de şimdi tek bir satır tepki veya sitem içeren bir ifade kullanmadı. 

BARİ BİR SİTEM DOLU MESAJ ATILSAYDI...

Belediyenin ruhsat vermeme gibi bir durumu, yasal hakkı var mıydı yok muydu bu konu muğlak. Ama evet, başkan bu konuda ufacık tek bir kelime tepki göstermemesi üzücüydü. Ne bileyim, ruhsat işlemlerini uzatabilir miydi, molozunu döktüremeyebilir miydi, başka başka sıkıntılar çıkartabilir miydi bilmiyorum ama bence yağmasa da gürleyebilirdi. Ama dediğim gibi evet, hiç mi hiç direnmedi. Hiçbir şey olmasa aktif kullandığı sosyal medya hesabından sitem dolu bir mesaj yazsaydı keşke. 

Eee, "Orası yasaldı" diyenler için de evet, koyların kiralanma süreci de yasaldı ama tepkiler gelince o yasa adada uygulanmadı. Biz yasallığından ziyade zararına bakıyoruz. Biz de yasal yollardan hakkımız aransın istiyoruz, yasal çerçevelerden protestomuzu yapıyoruz, itirazlarımızı yapıyoruz. Ortak noktada buluşmaya çalışıyoruz. Oradaki villaların yapılması sürecinde Beylik Koyu’ndaki sosyal medya kampanyası, Pavli Ormanı’nda yapılacak Caz Festivali, Sulubahçe ve Habbele koylarının tesisleşmeye açılması, 1/100 binlik imar planına itirazların tümünde olan halk hareketi, STK itirazı ve bazılarında olan “önder”lik ne yazık ki bu konuda olmadı. Bunlar olsaydı, kimbilir o grup 19 villasını yapmaktan, “Halk istemiyor, adaya gerçekten yakışmayacak” deyip vazgeçecekti. 

BU SORULAR SANA ÇOCUKLUK ARKADAŞIM BURAK!

Şimdi başa dönelim... Sevgili çocukluk arkadaşım Burak Aktan ya da AKP Bozcaada İlçe Başkanı Sayın Burak Aktan; yukarıda belediye başkanına karşı haklı ya da haksız eleştirilerimi yeterli buldunuz mu bilemiyorum. Ama gelelim sizin eleştirilerinize ve iddialarınıza yönelik sorularıma... Çünkü haberde bakanlığın adı geçmesi nedeniyle size karşı algı yaratıldığını iddia ediyorsunuz ve üzerinize alınıyorsunuz. 

1. Şimdi bu 19 villanın projesinin ilk onayını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verdi mi, vermedi mi? 

2. Eğer Bakanlık bu onayı verdiyse, Bakanlık belediyeden daha güçlü değil mi? Bakanlığın, bölgenin doğal ve bakir yapısını korumak adına bu projelere onay vermeme gibi gücü-yetkisi yok mu? 

3. Adanın betonlaşmasına gerçekten karşı iseniz daha temeli kazılmadan iktidar partisinin gücünü kullanarak, bakanlık üzerinden bu projeleri iptal ettirmek için girişiminiz oldu mu? 

4. Eğer gerçekten adanın betonlaşmamasını istiyorsanız, illa belediyeyi kazanmanıza gerek yok bence. Bakanlıkta, Anıtlar Kurulu’nda ve birçok üst makamda gücünüz varsa (ki her fırsatta Hükümetin temsilcisiyiz demekten geri durmadığınız için bunu dile getiriyorum), bu yapıların önüne neden geçmediniz? 

Eğer algı kriteri öne konmuş bir haber arıyorsan, kısa süre önce kanalınız A Haber’e senin ve birkaç AKP’li kişinin verdiği demeçlerle bezenmiş tek taraflı haberi bir defa daha izle. Hayatında Bozcaada’nın yolunu bilmeyen ve ulusal medya camiasında ‘yandaş’ yaftasını üzerinde taşıyan bir haber kanalında yayınlanan bu haberdeki habercilik etiğini hepimizin gözleri gördü. Algılı haber konusunda A Haber’den gerçekten ders alacağımızı böylelikle biz de fark etmiş olduk (!) 

Sevgili Burak, şimdi o röportaj verdiğiniz ve sosyal medya hesabınızda da yayınladığınız bir o habere bakın, bir de benim hem bakanlığı, hem de Başkan Yılmaz'ı eleştiren haberimi tekrardan okuyun. Sizce hangisi algı? Sizce hangisi tarafsız? Sizce hangisi dürüst ve tarafların görüşlerine yer vererek hazırlanmış? 

Bir de bizim ulusala yaptığımız habere bakın: Tıklayınız

ADADA BEACHLER ÇOĞALIYOR

Geçen günlerde bir WhatsApp grubunda adada legal ya da illegal ‘beachler’ türediğini iddia edilmişti. Evet, adada kıyıya yakın kendi arazisi üzerine yapılan beach, kamu arazisine yapılan illegal beach, bakanlıktan onaylı iskeleler vs çoğalıyor. İçki ruhsatı vs için de türlü türlü çözümler üretildiği kulağımıza geliyor.

Bildiğim, duyduğum, iddia edilen kötü şeyler de oluyor zaman zaman. Fakat bunları belge-ispat konusunda sıkıntığı yaşadığım için yazamadığımız, yayınlayamadığımız durumlar oluyor. Bu konularla ilgili “yazılı belge”niz varsa bizlere ulaştırırsanız, çevre STK’larınızın ya da partilerinizin sosyal medya hesaplarından açıklama yaparsanız biz de Bozcaada Haber olarak gereğini yaparız. Telefon açıp, “Aman benim adım geçmesin, aman ben o işletmeciyle kötü olmayayım, aman videoda ben görünmeyeyim, aman benim işletmem var ama sen yap haberini kardeşim” deyip tüm küfeyi Bozcaada Haber’e yüklemeyelim.

Eğer mevzu bahis Bozcaada ise herkes sorumluluğu kendince alsın, taşın altına elini koysun, hiçbirini yapamıyorsa ayda bir gittiğimiz mahkemeler öncesi veya sonrası bir geçmiş olsun desin. 

YORUMLAR
1 Yorum

Nermin öz - 14-06-2018 17:26

Yüreğine cesaretine kalemine sağlik



YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI