Bir komşuluk hikâyesi ve Bozcaada Kadın Kooperatifi
“İyilik bulaşıcıdır”. “Kötülük de”. Bize düşen iyiliklerin çoğalmasına yardımcı olmak; iyilikleri yapanların yaptıklarını anlatmak; onların türkülerini söylemektir. Eğer yarım bırakıldığını düşündüğümüz bir türkü varsa, bırakılan yerden devam etmektir; söylemeye. Velhasıl iyiliğin ve komşuluğun nefesi hiç eksik olmasın aramızdan.
Bu yazıdaki “komşuna sahip çık” hikâyesi Bozcaada Kadın Kooperatifi’nin 14 Şubat’tan beri yürüttüğü iyilik hareketidir. Hikâye şöyledir:
Günlerden bir zemheri günüdür. Kar yağmış ve hava çok soğuktur. Üstelik salgın hastalık kısıtlamalarından dolayı yaşam daha da zorlaşmıştır. Bozcaada Kadın Kooperatifi Başkanı Öznur Evergen ve diğer kooperatif ortakları, Bozcaada’da yalnız yaşayan ve kışın zor koşullarında sıcak yemek ihtiyacı olan komşuların olduğunu konuşurlar. Onlara bir biçimde destek olunması gerektiğini düşünürler. İşin doğrusu aynı kampanya bir önceki yıl da yapılmış ve çok yararlı olmuştur. Asıl görevi Bozcaadalı kadınların el ürünlerini değerlendirerek onlara maddi bir destek alanı açmak olan kooperatifin, pekâla bir komşuluk hareketine öncülük edebileceği kanaatine ulaşırlar.
14 Şubat günü başlayacak ve üç gün devam edecek bir kampanyadır planladıkları. Günlerden “Sevgililer Günü” olmasının sembolik bir değeri vardır. “Komşularımıza yönelik sevgimizi gösterelim” anlayışı ile tek başına yaşayan, sıcak yemeğe ulaşmada çeşitli zorlukları olan kimseler maddi güçlerinin olup olmamasına bakılmadan, ihtiyaç sahibi olarak belirlenmiş ve işe girişilmiştir. Havaların düzeleceği üçüncü gün bu kampanya da sonlanacaktır. En azından onlar öyle planlamışlardır.
Ama işler planlandığı gibi olmaz. Masrafları karşılamak, bu kampanyaya destek olmak isteyen birçok gönüllü çıkar. Kimisi adada yaşıyor, kimisi İstanbul’dan arıyor, kimisi ölmüşlerinin hayrına; kısacası üç gün için planlanan bu iyilik hareketi bitirilememektedir. Bitirilmez de. Devam eder. Bağışçıların bazıları para verir, kimisi erzakını kendi getirir, kooperatif ortağı gönüllüler de yemekleri pişirirler. İhtiyaç sahibi her haneye dört kap yemek hazırlanır ve belediyenin aracıyla bunlar evlere dağıtılır. Evde bulunmayanların yemekler kapılarına bırakılır. Hikâye bugünlere kadar sürer. Bu komşuluk kampanyası, haftada bir gün olarak hâlâ devam etmektedir.
***
Bu yazıda, affınıza sığınarak, kampanyada emeği geçenlerin ve bağışçıların adlarını yazacağım. Tek tek kendilerinden isimlerini yazmak için izin almadım. Ancak kampanyanın yürütücüsü ve kooperatif başkanı Öznur Evergen sosyal medya hesabından bu isimleri yazmış. Sanırım bu köşeden yazılmasında da büyük bir sakınca yoktur diye düşündüm. Ayrıca emekleri ve katkıları ile yaşama geçirilen bu komşuluk hareketinin bulaşıcı olmasından kendileri de mutlu olacaktır sanırım.
Kampanyaya gerek emekleriyle gerekse maddi destekleriyle katkı yapanlar alfabetik sırayla:
Arzu ARAL, Ayfer AVCI, Ayşe GEZEN, Aysel GÖÇER, Ayten ÖNAL, Belgin ÖZSERBES, Canan GÜRSOY, Erkan YAVUZ, Erol GÜNGÖR, Fırat TEZGEZEN, Gülnaz ŞEN, Gülseren ÇEBİ, Hafize EREN, Hüsniye TATLI, İsmail GEZEN, Mert ÖZSERBES, Öznur EVERGEN, Sinem TABAK, Sönmez UĞURTUĞ, Şenay TASLAK, Uğur GÜLER, Ümit EVERGEN, Yunus ÖNSAL
Memleketimizde komşuluk duygularının hâlâ yaşandığını bizlere anımsattınız. Komşusunun zorluklarına sırt çevirmeyen, başkaları için zaman, emek, maddi kazanç harcayan sizlere bir arkadaşınız, komşunuz ve hemşeriniz olarak teşekkür ediyorum. Birçok adalının da duygularının benimle aynı olduğunu biliyorum.