BozcaadaHABER - Mobil


YANACAĞI BELLİYDİ YANDI

Tarih: 03-08-2020 22:12
12630 Okunma

Size dün akşam (2 Ağustos  Pazar) yaşanan Beylik Koyundaki yangından bahsedeceğim. Ancak üzülerek söylüyorum; yangına canhıraş müdahale eden insanların emeklerini anlatmayacağım.

·         Sizlere, gecenin köründe alevlere karşı vücutlarını ortaya koyan belediye, jandarma ve diğer kamu görevlilerinin kahramanlığını anlatmayacağım.

·         Yangını duyar duymaz tankerini traktörüne takıp gelen Adalı emekçilerin yüzlerindeki sadece sorumluluklarını yapan, alkış ve taktir beklemeyen ifadeden bahsetmeyeceğim.

·         Kaza yapma riskine rağmen harıl harıl yangına su taşıyan itfaiye aracı sürücüsünü övmeyeceğim.

·         Küçücük traktörünü almış, arkasında  150 litrelik deposuyla; Hz İbrahim’i yakan ateşe ağzıyla su taşıyan karınca misali, yangına koşan Komutam Mustafa’nın çabalarını söylemeyeceğim.

·         Ezine Geyikli Belediyesi ve Ayvacık Orman İşletme Şefliği’nin itfaiye aracı ve arazöz yardımlarıyla Bozcaada’ya gösterdikleri iyi komşuluk destekleri burada anlatılmayacak.

·         Kosta Salto’nun kepçesinin yangının kontrol edilmesindeki etkisi ve kepçeyi kullanan operatörün başarısı da bu yazının konusu olmayacak.

·         Yangına söndürülmesine yardım etmek için gelen ancak gece olması nedeniyle güvenlik gereği yardım etmeleri engellenen Adalıların gözyaşlarından da bahsetmeyeceğim.

Bu yazının konusu bunlar değil. Zaten yukarıda saydığım insanlar derdi de kendilerinden bahsettirmek değil. Onlar hayatın, memleketlerine getirdiği bir acıyı azaltmaya çalışıyorlar. Bu onların  normali, olması gerekeni. Yanan alandaki ağaçlar, yılanlar, kaplumbağalar, kirpiler, her türlü mahlukat bizim bir parçamız diyen kişiler onlar. Bozcaada’nın ruhunu taşıyanlar…

Ben, bu acının olabilme olasılığının her geçen yıl artmasına rağmen, kendileri de başkaları da böyle bir felaketin olabilme ihtimalinin artıyor olduğunu bilmelerine rağmen “hiçbir şey” yapmayan yöneticilerimizin, boş vermişliğinden bahsetmek istiyorum.

2000’li yılların başından itibaren Bozcaada yoğun kitle turizminin cazibe noktalarından biri oldu. Bu yoğun ilgi doğal olarak, Ada’mızda bazı arızaların çıkma olasılığını da arttıracaktı. Bunlardan biri de yangın riskidir. Bu orman yangını da olabilir; geçmişte yaşandığı gibi mera yangını da… hatta, dilimi ısırarak yazıyorum, sokak meyhanelerinin bulunduğu alanda da olabilir. Bu biliniyordu. Yöneticilerimiz de biliyordu. Buna rağmen kontrolsüz kampçılığa göz yumuldu. Çamlıkların ve sahillerin hoyratça istismarına bir önlem alınmadı. Bir yangın çıkarsa nasıl müdahale edileceğiyle ilgili de hiçbir hazırlık yapılmadı. Tek çare yangına müdahale eden, yangın için eğitilmemiş çalışanların kişisel kahramanlıkları.

Oysa, başkana olası bir yangın için bir eylem planı sunulmuştu, bunun tanığıyım. 2014 yılında yapılan belediye seçimleri öncesinde kentimizi şu an ikinci kez yöneten belediye başkanımıza, kendi talebiyle bir dosya verildi. Bu dosyada, dosyayı hazırlayanların, belediyenin ne tür projeler yapması gerektiği ile ilgili ayrıntılı bir hazırlıkları ve önerileri vardı. Bu projelerden biri de, “Yangın Muslukları” başlığıyla yazılmıştı. Buna göre, şehir içine ve özellikle çamlıklara yangın muslukları ve yangın havuzları yapılması öneriliyordu. Ayrıca belediyenin itfaiye aracı eksikliği bilindiği için, Ada’daki tüm su tankerlerinin yaz boyunca dolu tutulması gerektiği anlatılıyordu. Su tankeri sahipleriyle de birkaç defa tatbikat yapılarak olası bir yangına müdahale için hazırlık yapılması gereği vurgulanıyordu. Bu dosyayı alan başkanımız, çok teşekkür ederek içerikteki projeleri inceleyeceğini söylemişti;  anlaşılan hiç okumamış ya da umursamamış. Peki kendisi bir eylem planı geliştirmiş mi; dün akşamdan anlaşılıyor ki; belediyenin böyle bir eylem planı da yok.

Hadi gene dilimi ısırarak yazayım, yarın çıkacak bir çamlık yangınında rüzgar ters taraftan eserse ne yapacağız ya da lokantalar bölgesinde bir yangın çıksa hesabını kimden soracağız.

YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI