BozcaadaHABER - Mobil


Adanın eski ve yeni zenginleri

Tarih: 18-07-2022 22:13
5766 Okunma

Hayatımı, az-çok siyasi-kişisel duruşumu bilen bilir; Allah gönül zenginliği versin.

Eski adanın zenginleri vardı. Kimileri çoktan adadan ayrıldı, kimileri de hâlâ adadan gitmemek için direniyordu.

Açıkçası ben kendilerini pek bilmem, ‘merhaba’dan başka pek samimiyetim olmadı, gazetecilik hayatım boyunca da ne onlar ne de ben onların kapısını çaldım.

Kiminin rüzgar enerji santrali var, kimi petrol-demir sektöründe falan Türkiye’nin zenginlerinden, kiminin en iyi yerlerde marka restoranları vs  var, hakikaten maddi anlamda da güçlü insanlar. 

Kişisel olarak kendileri ile pek samimiyetim olmasa da bugüne kadar haklarında bırakın adaya zarar vermeyi, adada ticari beklentilerinin aksine kimisi belgesel festivaline, kimisi öğrencilere, kimi adanın doğasına, insanına destek olan projeler içinde yer aldıklarını duydum hep.

Örneğin paraya para demeyecek bir zengin var, ada merkezinde mekanı olan. Yıllardır üstüne para vererek o mekanda seramik, dikiş-nakış, enstrüman kursu falan veriliyor. Restorana kiralamak yerine ada sanatının kullanımına veriyor mekanını. Adada bırakın ticaret yapmayı ada için elini cebine atıyorlar.

Neyse.. Yine de zenginliği övecek değilim dostlar. 

Ancak son yıllarda her konuda olduğu gibi adanın zenginleri de değişmeye başladı. Şimdi öyle zenginler geliyor ki adaya, onun için rakam önemli değil, her yeri satın alıyor. Adamlar hiç kimsenin yapamayacağı yerlere otel dikiyor, isterse doğayı katlediyor, isterse koya çöküyor… Öyle çevre örgütlerinin protestoları falan bile olsa bu zenginlerin yanına kâr kalıyor. Sonra tehdit ediyor, “Burayı bi Kürde satarım” diye. Bir emri ile doğa katliamını haber yapan gazetecinin iş makinaları ile önünü kesebiliyor ama yine de yanına kalıyor.

Yıllarca kaçak beach işletiyor, yıllarca foseptiğini denize döküyor ama yine de yapacağını yapıyor. Daha üstüne gazeteciyi, “Kafana sıkacağım senin” diye rahat rahat arayabiliyor.

Onlar adadaki bu düzende yerel yönetimden de, hükümet kanadı ile de, siyasetten de istediğini göz göre göre alabiliyorlar. 

Adalı Cahit amca o ruhsatı alamaz ama bu adanın yeni zenginleri bir şekilde o ruhsatları alabiliyor. Bu adamlar bir de, adada yalakalık yapabilecek, işlerini döndürebilecek, arkasında durabilecek hanutçu kafasındaki tipleri de bulurlar hemen. Ama sorsan "7 göbek adalıyım ben" der.

“Zenginlik mal çokluğu değil, göz tokluğudur” diye bir söz var. Aralarında hem zengin hem de düzgün olan mutlaka vardır ki onlar üzerine alınmasın.  Ama adanın yeni zenginlerinin çoğunun gözü aç. “İstanbul’un taşı-toprağı” altın sözündeki zihniyet ile adaya geliyorlar. Öyle adanın eski zenginleri gibi çok sevdiği için, bakirliğine-doğasına aşık olduğu için gelmiyor.

Ne diyelim, Allah daha çok versin, adanın da sonunu hayreylesin.

YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI