BozcaadaHABER - Mobil


Bozcaada’da birkaç güzel şey

Tarih: 14-06-2019 20:59
3970 Okunma

Bozcaada’da yönetimden tutun da işletmecilerine, halkına ve tatilcilerine varana kadar herkes şu soruyu soruyor: “Bozcaada ve Bozcaada turizmi nereye gidiyor?” Tabii ‘Bozcaada’ derken Bozcaada’nın bağcılığı, ada halkının problemleri, kumsalları, plajları vs hepsi bu sorunun içinde birikiyor. 

Mesela Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz bile bazı röportajlarında adanın eski misafir portföyünü geri kazanması hususunda demeçler veriyor. Son yıllarda işletmecilerin ‘kalite’ konusunda şikayetleri, her yıl onlarca işletmenin açılması, açılan işletmelerin adaya uyumu vs aslında bu konu daha geniş ele alınabilecek bir şey. “Zira, neyi çağırırsan o gelir” sözünden yola çıkarak şikayet ettiğimiz şeylerin, durumların sebebi de biziz.

Neyse dediğim gibi bu konu ayrı. Yazımda değinmek istediğim de bu değil. Uzun zaman sonra bu kez kendi açımdan önemli ve güzel bulduğum birkaç gelişmeyi takipçilerimle paylaşmak isterim.

Yazıya yukarıda kısaca değindiğim konuların artık daha ciddi boyuta geldiğini gören, bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanan, Bozcaada ve turizmin birlikte hareket etmesi gerektiğini ve birbirini bitiren değil birbirini destekleyen unsur olması gerektiğine inan kişiler siyaseti bir kenara bırakıp “Bozcaada” çatısı altında buluşmaya başladı.

Bozcaada Turizm İşletmecileri Derneği (BOZTİD) Başkanı Ülke Diler, CHP İlçe Başkanı Hüseyin Durmuş, AKP İlçe Başkanı Burak Aktan, İYİP İlçe Başkanı Şafak Güler, MHP İlçe Başkanı Haluk Doğan hepsi aynı masada. Nasıl yaptılar, nasıl ettiler bilmiyorum ama artık siyaseti bir yana bırakıp Bozcaada için aynı masaya oturmaya karar vermişler. 15 gün gibi kısa sürede 3’üncü toplantılarını yaptılar. Gestaş ile ilgili Kaymakam İbrahim Gültekin, Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz ve meclis üyelerini de yanlarına alarak Çanakkale Valisi Orhan Tavlı ile görüştüler. Adada bir konuda gelişme yaşanıyor hemen soluğu Kaymakamın ve Başkanın makamında alıyorlar. Eğer haklı talepleri varsa ya da kendilerine söz verildiyse işin de takipçisi oluyorlar.

4-5 gün  önce Ayazma’da gerçekleştirdikleri toplantının sonuna beni de davet ettiler ve bazı konularla ilgili benim de görüşümü aldılar. Gittiğimde kısaca şahit olduklarıma hem çok şaşırdım, hem de çok sevindim. Genel siyaset hiç konuşulmuyor, sadece ne olması gerekiyor, nasıl çözeriz bunlarla ilgileniliyor. Örnek belediye ile ilgili bir durum varsa Hüseyin’e soruyorlar, devlet ya da hükümet ile ilgili çözülebilecek bir şey varsa Burak’a soruyorlar. Gerçekten çok ama çok samimi bir görüntü gördüm.

Bu tablo ile karşılaşınca bir an ülkemizdeki siyasi iklim, kutuplaşma vs geldi ve söze hepsini tebrik ederek başladım. “Asıl adalılık bu, eğer bunu devam ettirirseniz ada tarihine geçersiniz” diye ekledim. Eğer siyaset üstü “Bozcaada” için bu birlik ve bereberliği devam ettirebilirlerse emin olun birçok sorunumuz ve problemlerimiz çözülecektir.

Öte yandan Bozcaada’daki görevine Ekim ayında başlayan Kaymakam İbrahim Gültekin için de birkaç bir şey söylemek istiyorum. Göreve geldiğinde, -ayağının tozuyla- 3-4 ay sonra EMİTT’e katıldı. İlk kez EMİTT’i kaymakamlık yönetmiş ve öncekilere göre çok daha büyük stant ve tanıtım ile fuardan başarı plaketi ile dönülmüştü. Halbuki kimse kendisine “Neden EMİTT’e katılmıyorsunuz, neden kaymakamlık girmiyor bu işe” dememişken. Kısa sürede kilisenin kulesinin tadilatını başlattı, önceki kaymakamın başlattığı yel değirmenlerini tamamladı, Ayazma’daki otoparkı, büfeyi işletmeye açtı. Bu arada Vahit’in arka bölümündeki otoparkın gerekliliği tartışılabilinir ama diğer taraftaki otopark bence gayet iyi olduki oradaki kargaşa, araç yığını çevreye ve doğaya çok daha zarar veriyordu. İsteyene 2 sene önceki drone görüntülerini göndererek ispatlayabilirim. Bu arada öyle iddia edildiği gibi bin 500 araçlık otopark falan değil… Ve kaymakam bey makamından çok genelde sahada, sürekli işin başında. Kendisi ile ilgili memurlar ve halk çalışkanlığını öne çıkartıyor.

Ayrıca en önemli yanı da, alacağı kararları tek başına değil, Başkan Yılmaz’ı, eksiksiz tüm siyasi parti temsilcilerini, ilgili kuruluşları, dernek temsilcilerini makamında toplayarak alıyor. Bazı toplantılara yerel basın olarak beni de çağırmıştı ve görüşümü sormuştu. Kaymakam Gültekin iki gün önce de forum toplantısına katılmış ve forum katılımcılarını dinlemiş. Kendisi de sezon öncesindeki turizm toplantısında ifade etmişti, randevu almadan her türlü eleştirinizi, önerinizi, tavsiyelerinizi makamımda yapabilirsiniz diye.

Hakan başkana da gelecek olursak, 5 yıllık dönemine göre son 2 aydır özellikle “denetim” konusunda daha iyi. İstenilen seviyede olmasa da masa sandalye kuralı, zabıtaların geceleri gezmesi gibi eskiden  olmayan denetimin, hiç olmadığı kadar daha iyi hissediliyor. Evet bazı konularda hâlâ aynı şikayetlerin olduğunu biliyorum ancak 2-3 ayda her şeyin bir anda değişmesi de kolay değil. Tabii Hakan başkanın önceki 5 senesine göre değerlendirmeyi yaz sonu yapmak mümkündür. Yazın sonunda önümüzdeki 5 senenin nasıl geçeceğini anlayabilmemiz için önemli bir süre ve sınav.

Bu arada belediye meclisini de tek geçiyorum... AKP’li üyelerin ve İyi Partili üyenin dışında CHP’li Aykut Turgal’ın, İbrahim Günel’in, Öznur Evergen’in çıkışları, üçtür toplantılarda yeri geldiğinde belediyenin ya da başkanın kararlarına karşı açık bir şekilde karşı durabilmeleri, CHP üyeleri olduğu halde kafalarına yatmayan durumlarda particiliği bir kenara bırakıp “hayır” diyebilmeleri de en güzel gelişmelerden biri. Zaten Hakan başkan da yerel seçim döneminde “Bu kez hata yapmamı engelleyecek meclis üyeleri istiyorum” demişti ve böyle bir meclisi kendi istemişti.

Son olarak 9 günlük çok yoğun bir tatil geçirdik. Nasıl bir kargaşa yaşandığını, otoparkların yetmediğini, araç izdihamı yaşandığını falan anlatmama gerek yok. Her bayram olduğu gibi yine hepimiz yaşadık ve gördük. Ancak bu bayram bu kalabalığa rağmen önceki bayram yoğunluklarına rağmen daha sorunsuz geçti. Bu kadar az personele rağmen bu yoğunluğu iyi idare ettiğini, şükür kötü bir şey yaşanmadığını düşünüyorum. Kaymakam İbrahim Gültekin gece 2’ye 3’e kadar kendi denetledi, başkan daha çok sahadaydı, emniyet (ki en çok onların yorulduğunu gördüm) az personelle 24 saat teyakkuzda ve gece çınar altında sabaha kadar ışıklarını açarak nöbetteydi. Jandarma da polente burnu, koylarda denetimteydi…

YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI