BozcaadaHABER - Mobil


Bozcaadaspor’un yakasını bırakın!

Tarih: 13-04-2018 06:07
4452 Okunma

Biz ada gençlerinin kalbinde Bozcaadaspor'un çok ayrı bir yeri vardır. Çocukluğunu adada yaşamış olup da Bozcaadaspor'da top koşturmayan neredeyse yoktur diyebiliriz. İster yetenekli olsun, isterse topa vurmayı bile bilmesin hiç önemi yok, illa hem Bozcaadaspor'un alt yaş gruplarında oynamış, turnuvalarda takımlarda yerini almıştır. Çocukluğunda Bozcaaadaspor'un alt yaş gruplarında oynayan birçoğumuzun ismi bugün TFF'nin internet sitesinde futbolcu arama kısmına yazıldığında lisanslı Bozcaadaspor oyuncusu olduğumuz gözüküyor.


Bizler için Bozcaadaspor, sadece 'futbol' değildi. Bozcaadaspor bizim için bir okul gibiydi. Hatta benim gibi haylaz bir öğrenci olanlar için belki de okuldan bile daha önemliydi. Çünkü okulda yaptığımız haylazlıklarımızı Bozcaadaspor'da yapamıyorduk. Her antreman öncesinde Osman hoca ailemize, öğretmenlerimize, kısacası yaşadığımız topluma saygılı olmamız gerektiğine dair bir konuşma yapardı. Öğretmenlerimizden şikayet gelirse, ödevlerimize çalışmadığımızı da duyarsa çok kızardı. Kısacası topa iyi vurmaktan önce iyi bir birey olmayı hak etmek gerekiyordu Bozcaadaspor'da olmak için. Tabii benim gibi haylaz öğrenciler de takımda olabilmek için çok daha dikkatli olurduk.


Düşünün ailemiz olmadan adadan ilk Bozcaadaspor sayesinde çıkmıştık. Takım çantaları, formalarımız, eşofmanlarımız dağıtılır, gece erkenden uyuyup heyecanla kalkarak Çanakkale'ye, Ezine'ye maçlara gidiyorduk. Tabii o zamanlar Bozcaadaspor'un tek geliri Ramazan ayında oynatılan “Tombala” olduğu için kaşar-ekmek ve meyve suyu ile dönüyorduk. Eğer maçı kazanmışsak da feribot adaya yanaşırken başlardık “siyah-beyaz en büyük Bozcaada” diye bağırmaya.


ÇOK ŞEY DEĞİŞSE DE YİNE AYNI KULÜP


Neyse Bozcaadaspor'un bizlere kattığı şeyleri, güzel anıları uzun uzun ayrı bir makalede paylaşmak çok daha doğru. Çünkü Beşiktaş'ın alt yapısıyla bile maçlar yapmış, turnuvalar düzenlemiş, İnönü'ye gitmiş bir çocukluk döneminden bahsetmek kısa kelimelerle geçiştirilemiyor.


Ha diyeceksiniz ki şimdi böyle mi? Futbolcuların çoğunluğu dışarıdan geliyor. O da Bozcaadaspor'un değil adada yaşanılan göçün, gençlerin adada yaşamaması gibi bir takım sebeplerle açıklanacak bir durum. Ama Bozcaadaspor yine siyah, yine beyaz, yine aynı kulüp.


Hatırlanacağı üzere 2004-2007 yılları arasında Bozcaada’da görev yapan Kaymakam Bilal Bozdemir,  Ayazma plajının işletmesini Bozcaadaspor’a vermişti. O dönem her işletme kendi önüne şezlong şemsiye atıyor ve aynı plajda farklı fiyat tarifeleri, farklı şezlong ve şemsiyeler kullanıyordu. Dönemin Kaymakamı Bozdemir de böylelikle hem düzen sağlanmış olur, hem de Bozcaadaspor “Tombala” oynatmaktan kurtulur diye düşünüyordu.


O tarihlerden 2014 seçimlerine kadar Bozcaadaspor ve siyasetin yan yana geldiğini, dedikoduların, tartışmaların arasında kaldığını pek hatırlamam. Ancak ne yazık ki 2014 seçimleri sırasında o dönem Bozcaadaspor Teknik Direktörü olan Orhan Acar, güya CHP'ye yakın durması nedeniyle AKP kanadı tarafından sık sık eleştiriliyordu...

 

ORHAN HOCAYA HAKSIZLIK YAPILDI

Derken 2014'te başkanlık koltuğuna Hakan Can Yılmaz'ın oturması ile Orhan Hoca+CHP+Bozcaadaspoer tartışmaları daha da alevlendi. Orhan hoca aynı zamanda Ayazma'da çalışanların başında durdu uzun yıllardır. O yaz AKP kanadından gelen bir diğer iddia ise “AKP'ye yakın duran adalı gençlerin Ayazma'da işe alınmaması” olmuştu. Hatta kendi önerdikleri isimlerin işe alınmadığı AKP tarafından açıkça dile getiriliyordu.


Bu yüzden Orhan Hoca'nın da Ayazma'daki görevinden istifası isteniliyordu. O da en sonunda dayanamadı ve istifa etti. Ardından Ayazma'da çalışan sporcular da Orhan hocaya haksızlık yapıldığı için görevlerinden ayrılma kararı aldılar. Neyse ki sonra devreye dönemin Kaymakamı Abdulgani Mağ girdi de tarafları uzlaştırmayı başarmıştı.
Tabii o yazdan sonra Orhan Hoca artık Ayazma'da olamadı. 2015 yılında da siyasetin arasında zor günler geçiren Osman hoca da rahatsızlanarak tedavi altına alınmıştı.


Derken 2016 yılında dönemin Kaymakamı Abbas Yeşilkuş, Ayazma'yı Bozcaadaspor'dan alarak kaymakamlık olarak işletmeye başladı. 2014-205 yılları arasında Bozcaada'da vergi üçüncüsü olan Bozcaadaspor'a ise mağdur olmasın diye Habbele-Sulubahçe plajının işletmesi verildi. Ancak o yaz sadece Habbele işletilebilmişti. Oradan elde edilen gelir ise Ayazma'dan edinilen gelirin 4'te 1'i bile etmiyordu...

Son olarak 2017'de ise şu an adada görevini sürdüren Kaymakam Mustafa Akın, Ayazma'nın işletmesini yıllık 430 bin TL kira karşılığında Bozcaadaspor'a geri verdi. O dönem basına bu fiyat yansımıştı ama sanırım daha sonra bu fiyat biraz daha düştü. Ancak 8 yıl Ayazma'da çalışan biri olarak çalışanların maaşları, vergi, giderler, adalılardan alınmayan ücretler falan derken Bozcaadaspor'a kalan miktar da bir spor kulübü için pek yeterli olmadığını biliyorum...

Yukarda adalılardan alınmayan derken özellikle tekrardan altını çizmek istiyorum. Bozcaadaspor Ayazma'da olduğu günden bu yana zaten adalılardan para falan alınmıyordu ve istemiyorduk da. Bırak sadece yaz-kış adada yaşayanları adada hep gözümüze aşina olduğumuz yazlıkçılardan bile almıyorduk. Ama bunu kazanca vursan kazancın 3'te 1'i bu alınmayan ücretlere sayılır.

KAHYAOĞLU BİR PARTİNİN YÖNETİCİSİ DEĞİL Mİ?

Şimdi asıl konuya geçmeden bir şey söylemek istiyorum. Şu an Bozcaadaspor yönetiminde olup da siyasi partilere yakın duran var mı yok mu? Tabii ki var... Orhan Hoca'nın CHP'ye yakın durmasına tepki gösterenler, Ümit abinin (Ümit Kahyaoğlu) AKP yönetiminde bulunmasına, açıkca fotoğraf karelerinde yer almasına ne diyor acaba? Ümit abi yanlış anlamasın, inanın kendisini çok severim, sayarım ve iyi de muhabbetimiz var. Ancak Ümit abiye gösterilen anlayış neden Orhan hocaya gösterilmedi ki?


Son olarak da Bozcaadaspor ve belediye arasında yaşanan “Halk Kart” polemiği üzerinden de Bozcaadaspor siyasetin içine çekilmeye çalışılıyor. Bunu şu parti, bu parti diye ayırmıyorum.


Konu hakkında hem başkan Yılmaz ile konuştum, hem de Osman hocayla. İkisinin de haklı olduğu yönlen var ancak sanırım biraz yanlış anlaşılmalar da olmuş.


Osman hoca, “Benim aklıma sadece yaz-kış burada yaşayan 400-500 kişi geldi. Bana 2 bin 500'e yakın Halk Kart'ın olduğu söylenmedi. Bu yüzden baştan biz de destek olmak istedik. Ama sonra dedik ki zaten biz adalılardan almıyoruz. Sonra da bunun Ayazma'da kontrolünün yapılmasının imkansız olduğunu gördük” şeklinde ifade ediyor...


Benim bildiğim Osman hoca “2 bin 500'e yakın kişiye ücretsiz-şezlong şemsiye” lafını duysa baştan bunu kabul etmez ki kulübün 1 TL'sini bile hesapladığını bilirsiniz. Ama keşke Osman Hoca da baştan bunu kabul etmeden önce “bir yönetimle konuşayım da sonradan karar vereyim” deseydi.


HERKES KENDİ AÇISINDAN HAKLI

Kaldı ki gerçekten Ayazma'da “Halk Kart” takibi yapmak çok zor. Dediğim gibi 8 sene çalıştığım için o hengame arasında ikinci bir kişiye verilecek kartı nasıl anlayabileceğiz? Ya da “2 kişi geldi biri “Halk Kart”lı diğeri değil. 2 şezlong 1 şemsiye kiraladılar. İkisi de şemsiyeden faydalandı, şemsiye parasını kim ödeyecek?” gibi çıkmazlarla dolu olacağı kesin.

Burada aslında Hakan Başkan haklı Çünkü baştan verilmiş bir söz var ve sonradan vazgeçiliyor. Ancak Osman hocaya “Halk Kart” detaylarını anlatmadıysa yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermiş olur. Ki Osman hoca ısrarla “Ben Halk Kart’ın bu kadar çok olduğunu bilmiyordum” diyor.


Tabii yaşanılan bu gelişmelerin ardından fırsattan istifade Bozcaada Belediyesi'ni hedef tahtasına oturtanlar, Bozcaadaspor'u siyasi malzeme kullananlar gırla...


Yahu bırakın şu Bozcaadaspor'un yakasını artık. CHP'lisi, AKP'lisi her kimse, artık Bozcaadaspor'u eskiden olduğu gibi siyaset üstü görsün lütfen. Tamam, belki de değeri bizim gözümüzde değerli olduğu kadar değildir. Ama bari şu Osman Hoca'ya yazık etmeyin.

Onlarca işinin gücünün arasında tüm hayatını Bozcaadaspor'a adayan, dünyası siyah-beyaz olan, hepimizde emeği çok ama çok olan bu adama yapmayın bari. Kaldi ki Osman hoca kadar siyaseti sevmeyen kaç kişi var adada? Eğer bir gün ileride vicdanınızın sızlamamasını istiyorsanız yapın bunu... 

YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI