BozcaadaHABER - Mobil


İlk mitinglerin bende bıraktığı izlenim

Tarih: 27-03-2019 23:19
3680 Okunma

Millet İttifakı adayı, mevcut Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz’ın seçim broşüründe “Gerçekleştirdiğimiz Projeler” arasında koyların ihale sürecinde başta tüm ada halkının olmak üzere, sanatçıların, adaya gelen misafirlerin hatta Bozcaada’da AKP’lilerin bile emeği olduğu sürecin isminin verildiği #bozcaadabizim kampanyası yer alıyor. Bu hiç de hoş olmamış. Kusura bakmayın başkanım, evet bu sürece bir nevi önderlik ettiniz, emeğiniz çok, lakin bunu alıp gerçekleştirdiğimiz projeler arasında koyamazsınız. Bu sürecin asıl sahibi ada halkıdır, adaya sevenlerdir.

Ama maalesef ki #bozcaadabizim’i siyasallaştırdınız, tekelleştirdiniz. Seçim broşürlerinde, arabaların üstüne, her belediye mesajının altına, sosyal medya paylaşımlarında, seçim şarkılarında bunu bildiğiniz CHP’li Bozcaada Belediyesi’ne, CHP Bozcaada’ya mal ettiniz. Bu süreçte herkesin emeği vardı. Hemen hemen herkes koyların bu şekilde ihale edilmesine razı değildi. Ankara’ya Bülent Turan’a giderken yanınızda AKP’li meclis üyesi de gelmedi mi? Şimdi ben bile #bozcaadabizim demekten imtina ediyorum, sanki CHP’li Hakan Can Yılmaz’ı destekliyor gibi olmaktan...

Bu konuda bir de hatırlatma yapayım; Bozcaada Bizim sürecinin ardından belediyeden bizi aradılar, sadece bizi değil süreçte emeği olan, kampanyanın sosyal medya ayağını yönetenleri, forum temsilcilerini aradılar. Dediler ki, “Bozcaada Bizim’i artık birileri ticari amaçla kullanabilir, birileri farklı amaçlara mal edebilir, kabul ederseniz Bozcaada Bizim adını yasal olarak tescilini belediye alsın, bunun önüne geçelim”.

Çok güzel geçtiniz.

Bu konuda bize duygusal düşündüğümüzü, anormal bir durum olmadığını söyleyenler de oldu, hâlâ daha oluyor. Bozcaada Bizim bu sürecin ardından tüm ada halkının gururla anacağı, bir daha böyle bir süreç yaşandığında tekrardan kullanabileceğimiz, bir köşede bekleyen, hatırlanan bir çevre hareketinin en değerli parçası olarak kalmalıydı. Ama geldiğimiz noktada #bozcaadabizim eşittir CHP’li Bozcaada Belediyesi eşittir CHP Bozcaada olarak akıllarda yer edinecek.

* * *

Millet İttifakı bugün ikinci mitingini, AKP ise dün ilk mitingini gerçekleştirdi. Öncelikle iki ilçe başkanı ve adaylarını da tebrik ediyorum. Bunu aylar öncesinde yaptığımız haberlerde, yazdığım köşe yazılarında ve bire bir sohbetlerde defalarca dile getirmiştim. Gerçekten üsluplarını korudular, bel altı vurmadılar, adada tansiyonu yükseltmediler. Haberlerde izliyoruz diğer yerlerde seçim sürecindeki çirkin kampanyaları, üslupları, ithamları...

Dün AKP mitinginde konuşan Burak Aktan ve Erdoğan Madak’ın Başkan Hakan Can Yılmaz’a yönelik tüm eleştirilerin hemen hemen hepsine katılıyorum. Zaten bunları seçim süreci öncesinde de, seçim sürecinde yayınlarımızda, köşe yazılarımızda da dile getirdik. Ki halkın da dile getirdiği, eleştirdiği konulardı bunlar. Başkan Yılmaz da bunların bazılarını kabul etti, bazılarının da gerekçelerini açıkladı.

Ancak iki konu var ki Aktan’a ve Madak’a katılmıyorum. Aktan demiş ki, “Gestaş’ın avukatı değiliz, ortağı da değiliz. Söz konusu Bozcaada menfaati olduğunda en acımasız eleştiriyi yapmaktan da geri durmayız”. Kusura bakmayın ama sizden bugüne kadar ada halkının yetkililere yönelik tepkilerini haklı bulduğunuz bırakın acımasız eleştiriyi bir tane eleştiri sayılabilecek tepkinizi görmedik. Eğer basın olarak biz görmemişsek siz söyleyin de bilelim.  Yeri geldiğinde “Dostum Volkan Uslu” dediniz ancak Gestaş konusunda bir kere olsun ada halkının yanında duramadınız.

Bir dostum, büyüğüm dedi ki Madak'a lütfen şunu sorar mısınız: 17 yıldır AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan farklı düşünen bir belediye başkanı, bir AKP'li siyasetçi oldu mu? Belediye başkanı olursa örneğin toplu konut hakkında, koylar hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan farklı düşünürse siz kendisinden farklı düşünebilecek misiniz? Cevabını merak ediyorum.

Öte yandan Gestaş demişken, benim için dönemin valisine, Bülent Turan’a kadar sitemde bulunmuşlar. Ha bire Gestaş’a yükleniyormuşum. Valla kusura bakmayın ama ben halkın taleplerini, tepkilerini dile getirmekle mükellefim. Ayrıca şunu da hatırlatmamda fayda var: Son 1 yılda zam üstüne zam yapan Gestaş adalarda araç içi yolculardan ücret almaya başladı, kimseden çıt çıkmadı. Neredeyse Gestaş’a yalvararak haftada bir gün de olsa deniz otobüsünü adalıların günü birlik Çanakkale’ye gidip gelmesine göre ayarlaması dile getirildi, haftada bir gün bile olsa yapmadılar, yine ses yok. Kışın haftada iki gün istediğimiz gece seferlerini tamamen kaldırdılar, gene çıt yok. Gökçeada’daki gemi kazalarının ardından adadaki büyük feribotıu aldılar Gökçeada’ya verdiler gene ses yok. Son yıllarda ada halkının tepki gösterdiği, bizim haber yolu ile dile getirdiğimiz hiçbir konu hakkında ne başkan Yılmaz, ne Turizm Derneği, ne de diğer oluşumlardan çıt çıkmadı. Şimdi Başkan Yılmaz seçim meydanlarında Gestaş’ı eleştirince ne anlamı oluyor ki?

Bu Halk Kart’a karşı Gestaş’ın haddini aşarak AKP’yi memnun etmek için dayatmaya kalktığı, adayı ikiye bölmeye kalktığı Gestcard olayında bile başkandan küçük bir tepki duyamamıştık. Konu belediye meclisine geldiğinde “meclisin AKP’li özel izleyicileri” vardı. Sadece Recep Yalçın duruma itiraz ederken diğer üyeler ne dediler?

Öte yandan AKP mitinginde söylenenlerden katılmadığım ikinci konu Erdoğan Madak’ın bir iddiası. Müdürlerin son 1 ayda adaya Madak için yaptığı çıkarmalara yönelik Madak, “Bu devletin Bozcaada'ya gösterdiği ilgisinin açık göstergesidir. Bu bizim ve ekip arkadaşlarımızın adamıza ilgisini ve alakasını gösterir. Bundan neden rahatsız oluyorlar ki?” dedi. Ben açık açık söyleyeyim: Bu kurum amirlerinin nasıl AKP’ye hizmet ettiğini, AKP’nin kazanması için nasıl da çaba sarf ettiğini, nasıl kıyak geçtiğini gösterir. Bu devletin adaya verdiği değer değil AKP’ye verdiği değerdir.

Bugün ise Başkan Yılmaz ikinci mitinginde, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı’nın Madak’a “Başkan Yılmaz sadece bir terör konulu toplantı haricinde bir kere bile beni ziyaret etmedi, bir kere bile benden bir şey talep etmedi” sözüne karşılık verdi. Hakan başkan özetle dedi ki, Gestaş konusunda talepleri iletmek için dönemin CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz ile bir önceki Çanakkale Valisi Hamza Erkal’ın makamına gitmiş. Yıl 2015 sonu. Vali Erkal da demiş ki, “Sayın vekilim siz bunu TBMM’de dile getirdiniz. Biz çok zor durumda kalıyoruz. Siz dile getirince biz buradaki maddeleri yapmakta zorlanıyoruz, baskı altında hissediyoruz.” demiş. Başkan Yılmaz’da “Bu sorunlar çözülecek mi, kimin yaptığı önemli değil” demiş Vali de “Zaman içerisinde çözülecek” demiş ve çıkmışlar bir daha da hiç gitmemişler. Çünkü sorunların iletildiği raporu vermişler. Cümlenin sonunda da Hakan başkan diyor ki, “Şimdi kırgınlıklarımızı anlıyor musunuz?”.

Yani Başkan Yılmaz küsmüş... Yani Başkan 2015’te ziyaret ettiği Vali’nin tutumuna kırılmış ve şimdiki valiyi bile ziyaret etmemiş, bir şey talep etmemiş. Hakan başkanım sizin kırılmaya, küsmeye hakkınız yok. Gerekirse 50 defa gideceksiniz, 50 kez karşılık bulamayacaksınız ama gene gideceksiniz, gene talep edeceksiniz ya da bu sorunlara başka çözüm bulacaksınız.

Son olarak Madak dünkü mitinginde Jandarma Çeşmesi’nden sonra Namazgah Çeşmesi’nin yanına yapılan paralı arıtma içme suyu yapısını göstererek, “Bunu Necati İnceoğlu hocama danıştınız mı?” dedi. Gerçekten ben de merak ediyorum, danıştı mı? Sağ olun, iyi güzel ama bu tarihi Namazgah çeşmesinin yanında o yapıyı görünce ben de kendi kendime sordum, “Başka yer mi yoktu” diye.

İşte bu yapılar, sarı beton dubalar “5 yılda Bozcaada’nın vizyonu nereden nereye geldi” sorusuna karşılık “Bunlar adaya hiç yakışıyor mu?” sorusu olabilir mi?

Son olarak merak ediyorum, bu #bozcaadabizim mevzusuna, Poyraz Liman’daki iddialar hakkında ne düşünüyor? Cevap verirlerse gerçekten memnun olurum.

            

YORUMLAR
1 Yorum

küskün seçmen - 28-03-2019 17:03

başkanı severiz iyi adam ama madak haklı bence ..mecburen akp kazanmasın diye chp ye oy verir duruma düşürdü halkı başkan



YORUM YAP

FACEBOOK YORUM YAP


YAZARIN DİĞER YAZILARI