• Facebook
• Twitter
• Google+
• Linkedin

Bugün birkaç işletmeci bir araya gelmişler ve beni yanlarına çağırdılar. Daha önceki yıllarda da, pandemi sürecinde de defalarca dile getirilen ancak bir türlü önüne geçilemeyen sorunu tekrar dile getirmemi istediler ve bence söylediklerinde de, tepkilerinde de son derece haklılar.

Konu; kaçak çalışan, yani ruhsatsız konaklama faaliyeti yürüten yerler. Dedim ki, "Bu kaçak çalışan konaklama yerleri, müşterisini de tembih ederek, herhangi bir şikayette ya da kontrolde 'Akrabam, misafirim, ücret almıyoruz' diyerek işin içinden çıkıyor. Hal böyle olunca da yıllardır ne belediyenin ne de kaymakamlığın elinden bir şey gelmiyor."

Onlar da dediler ki, "Açsınlar, baksınlar, hiçbir şekilde ruhsatları veya izinleri olmayan yerler Airbnb, Sahibinden.com gibi yerler açıktan evlerini, çadırlarını, karavanlarını günlük olarak satışa sunuyor. Eğer bu konuda gerçekten bir şeyler yapılmak isteseler, en azından internette açıkça satışa sunulan yerleri bulur ve delil olarak buralara işlem yapabilirler."

Bana göre de eğer gerçekten bu işin üzerine düşülse belki yüzde yüz sonuç alınmaz ancak önemli oranda önüne geçilebilir. Bununla ilgili de ciddi yaptırımlar, cezalar kesilse önemli oranda caydırıcı olabilir.

Bu konuda son zamanlarda BOZTİD Başkanı Erkan Yavuz da, CHP'li meclis üyesi İbrahim Günel de uyarılarda bulunmuştu. Ancak bugün işletmeci arkadaşlar ile baktım, gerçekten inanılır gibi değil. Ruhsatı olmayan bağevleri, aynı zamanda ada merkezinde de olanlar var, fiyatı da otellerden, pansiyonlardan yüksek derecede satış yapıyorlar. Hatta o kadar abartmışlar ki, siz de Airbnb'ye girdiğinizde göreceksiniz adam evini kaçak olarak kiralamak bir yana evinin bahçesinde de çadır kiralıyor, bunu da hiç çekinmeden sitede reklamını yapabiliyor. Ki pandemi nedeniyle çadır kiralamanın yasak olduğunu bu arkadaş bilmiyor mu?

Yani evinin bahçesinde kaçak çadır satabilecek ve bunun da reklamını yapabilecek cesaret sanırım Bozcaada'ya özgü bir durum.

Öte yandan günübirlik turizmin bu sezon adada sosyal mesafe vs gereği istenilmediği ortamda ilgili yetkililerin kaçak konaklamanın da önüne geçmesi için elinden geleni yapması gerekiyor. Öyle, "Napalım akrabam diyorlar, misafirim diyorlar" diyerek kenara çekilemezsiniz. En azından izinleri olmadan internet ortamında da satış yapanlara yönelik girişimlerde bulunabilirsiniz. Yahu en basiti, açın bu internet sitelerini, bakın ruhsatı olmayanlara, üstüne bir de müşteri gibi arayın, teyit edin ve kesin cezasını. 

Hadi ki, günübirlik konusunda talebimiz kabul edilseydi, eee kaçak işletmeler ne olacak? Yahu 4 bin yatak kapasitemiz var, son 2 yıldır bağevlerine pansiyon ruhsatı alanlar da dahil buna. Ama yoğun zamanda nasıl oluyorsa 10 bine yakın insan konaklıyor adada. Bu nasıl oluyor? Yani resmi konaklama işletmelerinden daha fazla kaçak çalışan konaklama tesisleri olduğu anlamına geliyor ki bunu BOZTİD de sık sık dile getiriyor.

Şimdi günübirlik konusunda kısıtlama gelmedi, karşıda gelenlere rezervasyonunu gösterme kuralı olmadı diye bu kaçak çalışan yerlere göz yummaya ya da "Akrabam diyorlar" dedikleri için görmezden mi gelinecek?

Kusura bakmayın ama yönetim ne yapıp edip bu kaçak çalışan konaklama yerleri için bir çözüm bulmalı. Bağevlerine ruhsat verilmesini eleştirdiklerinde Başkan Yılmaz, "Zaten bu yerler bir şekilde işletiyordu, en azından biz izin vererek legal haline getirdik" şeklinde savunmuştu. Yani Bahçeli'nin "Erdoğan fiili olarak başkanlık yapıyor en azından legal olsun" sözü gibi idi. Peki, ne oldu, şimdi her bağevi yasal olarak mı pansiyon işletiyor? Girin bakın Airbnb'de kaç tanesine ruhsat verdiniz?

Ayrıca her şeyi geçtim, pandemi sürecinde tüm işletmelere yükümlülükler getirildi. Bütün işletmeler masa ve sandalye düzenine uyacak, hepsi masalarında, girişlerde bahçelerinde dezenfektan koydu, ateş ölçer aldı, uyarı levhaları, plan dosyası vs vs bir dünya önlem aldı. Şimdi düşünün en az resmi işletmeler kadar kapasitesi bulunan bu illegal işletmelerde hangi önlem alınabilir? O işletmelerde Allah korusun bir vaka olursa vebali sadece o işletme sahibinde mi olur? Ki legal olan tüm kurallara uyacak, vergisini ödeyecek, stopaj vs bir dünya gideri olacak ama en az yarısı da kalkacak hiçbir vergi ödemeyip, kurallara tabii olmadan günlüğünü bin TL'ye iki odasını kiralayacak.

Yahu bu kaçakların yarısının önüne geçilse belki hiçbir kısıtlamaya gerek de kalmayacak. Düşünün burada sadece resmi konaklama işletmeleri çalışsa en kalabalık zamanda bile konaklayan kişi 4 bin olacak. Eğer bunun tek çözümü karşı iskelede rezervasyonu göstermekten geçiyorsa yazık demekten başka bir şey diyemiyorum.

Son olarak şunu da merak ediyorum, plan taslağındaki kısıtlamalar ile ilgili valiliğe gidildi ve olumsuz bir tavırla karşılandı. Peki, sonra bunun için ne yapıldı? Valiliğe gittikten sonra  Belediye Başkanı, siyasi partilerin temsilcileri, STK'ler gene bir araya gelip farklı çözüm yolları arıyor mu, yoksa "valiye gittik izin vermedi" bitti mi? 1 Haziran'dan sonra bu konuda varsa yapılan çalışmalar halka açıklamak zorundasınız.