Tedbirler, talepler ve yetkiler
Kaymakam beyin talimatı ile birkaç gündür gemilerin başında güvenlik güçleri bekliyor. Göze çarpanları, yabancı uyrukluklu olanları vs nereden geldiklerini, nerede kalacaklarını, şikayetleri olup olmadığını sorguluyor.
Diyeceksiniz ki "Böyle virüs olduğu mu anlaşılır?". Tabii ki haklısınız. Ancak maalesef sokağa çıkma yasağı olmadığı için ya da seyahat yasağı olmadığı için adaya gelenlere "Geri gidin, almıyoruz" diyemiyorlar. Kaymakamın da, başkanın da, yetkileri sınırlı. Ki gerçekten ben son günlerde bunu söylüyorum. Birçok konuda kaymakam da, başkan da Türkiye'den önde adımlar atıyor. En son başkan Yılmaz'ın konaklama tesislerinin hizmetini 15 Nisan'a kadar durdurması şu an için Türkiye'de bir ilk. Bugün birçok ulusal gazetede manşetlerde yer aldı. Devletin böyle bir tedbir almadığı zamanda bu kararı almak da cesaret.
Ama tabii ki de, dediğiniz gibi bunlar yeterli değil. Direkt beni arayan, yazan, mesaj gönderen birçok kişi gemilerin iptal edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ya da günde bir sefer sadece acil ve zorunlu durumlar için yapılabileceğini. Ben de bunun kesinlikle yapılması gerektiğini düşünenlerdenim. Bir önceki yazımda dediğim gibi, ada en güvenli yer ancak ada güvenli diye çeşitli illerden adaya gelenler ile risk oluşmaya başlıyor. Allah korusun bir vaka olursa çok ciddi sonuçları olabilir.
Eminim ki bu öneri Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz'a da Bozcaada Kaymakamı İbrahim Gültekin'e de gitmiştir. Onlar da geminin iptali ya da kısıtlı olması yönünde görüşmeler yapıyordur. Fakat yine dediğim gibi bunu talep etmiş olsalar bile bu karar onların yetkisinde değil. Örneğin kaymakam bey ya da başkan önemli bir tedbir uygulamasına geçmek istiyor, bu konuda da yetki kendilerinde olmayınca Vali, Bakanlık gibi kurumların, daha üst makamların onayına sunmak zorundalar.
Diyeceksiniz ki "Sen madem sık görüşüyorsun, bu konuyu hiç sormadın mı, ne düşünüyorlar?" diye. Evet ama bazen her konuştuğumuzu şartlar gereği hemen dile getiremiyorum. Çünkü çok hassas bir konu. Ben de bu hassasiyete her açıdan dikkat etmek zorundayım. Örneğin ne kaymakam beyi ne de başkanı üstlerine ya da devletle karşı karşıya getirmemem lazım. Yeri geldiğinde en sert eleştirileri zaten yapıyoruz. Ancak ben ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştıklarını görüyorum. Belki de önümüzdeki günlerde daha farklı tedbir kararları da alınabilir. Ama şu an için yönetimin yasal olarak alabildiği tedbir kararları bunlar.
Bu arada bugün öğle feribotundan bir Çinli geldiğine dair duyumlar geldi. Sosyal medyada da iddia edildi, bizzat beni de arayan oldu. Bir çiftmiş, erkek olan kişi de Çinli değil Singapurlu imiş. Fakat yazının başında söylediğim gibi polisler geminin başında zaten sorguluyorlarmış. Ki adamlar "Kardeşim siz napıyorsunuz, seyahat özgürlüğü var" dese yasal olarak haklılar.
Ancak şu an için oteller kapalı. Başkan da, kaymakam da güvenlik güçlerine konaklama tesislerini sık sık kontrol ettiriyormuş. Kendi evleri olmadığı müddetçe kalacak yer de bulamayacaklar. Ha olur da evini, odasını kiralayan ya da yasağı dinlemeyip otelini, pansiyonunu veren çıkarsa bu durumda hemen polisi, jandarmayı arayın lütfen.
Aynı şekilde feribottan gelen olur, göze çarpan olur, polisin gözünden kaçtığını düşündüğünüz birileri olursa da sosyal medyadan önce ilgili yerlere ihbar etmeniz çok daha doğru olur. Bu bir ifşa da değil arkadaşlar. Faşizm de değil. Olağan üstü bir durum yaşıyor dünya. Sokağa çıkma yasağı yok diye, seyahat özgürlüğü kısıtlanmadı diye tüm uyarılara rağmen adaya gelebiliyorlarsa bu sorgulara hatta adalıların tepki göstermesine de katlanacaklar. Adadan sevdiğim bir abla ile konuştum. Bugün feribottan inen iki yerli turist kendisine yemek yiyecek yer sormuş. O da tepkisini göstermiş. Bence hak etmişler ve iyi de yapmış.
Ayrıca kış aylarında İstanbul gibi kentlerde yaşayıp şimdi ada güvenli diye adaya gelenler; Yapmayın. Sizler bari yapmayın. Bakın lafa gelince cehaletten, bencillikten bahsediyoruz birlikte. Bari siz yapmayın. Hadi başkalarını düşünmüyorsanız bari kendinizi düşünün.
Gelişmeler olduğu takdirde en kısa zamanda yine duyuracağım. Herkes evinde kalmaya devam etsin. Ada da zaten çok küçük. En küçük yanlış bilgi ezelden beri hemen yayılıp daha da büyüyor. Bu yüzden ileteceğiniz konularda İlçe Eminiyeti'ni, Jandarma'yı, Belediyeyi, hatta direkt beni de arayabilirsiniz.